Merhaba!
Blogumu ziyaret ettiğiniz ve hatta bunları kimin yazdığını merak edip kendimden bahsettiğim sayfaya kadar geldiğiniz için teşekkürler! Bu sayfada size klasik gezi blogu hakkımda sayfalarında olduğu gibi kim olduğumdan ve ‘gezi tutkumun nasıl başladığından’ bahsedeceğim. Hatta sanki kendimi anlatmıyormuş gibi üçüncü tekil şahıs kullanacağım 🙂
Şaka şaka, üçüncü tekil şahıs yok. Ben, Fatma Ölçücü. 4 Ağustos 1987 doğumluyum ve doğma büyüme İstanbulluyum. Türkiye’de İstanbul dışında hiçbir yerde yaşamadım; çünkü başka şehirlerde okumadım, yazlığımız veya köyümüz de yoktu. Yazının ilerleyen kısımlarında sebeplerini açıklayacağım üzere daha önce Viyana ve Londra’da yaşadım, 2016 yılından beri de Münih’te yaşıyorum.
2010 yılından bu yana Bilgi Teknolojileri (IT) alanında analist/ürün müdürü olarak özel sektörde çalışıyorum. İlk 8 yıl çalışmış olduğum Ödeme Sistemleri branşı dev olduğu halde pek bilinmez, bir şekilde içine girene kadar ben de hiç duymamıştım. En basitinden, nakit para kullanmadığınız her alışverişi veya para transferini düzgün şekilde yapabilmenizi sağlayan sistemler diyebiliriz. Mesela İtalya’ya gidip Türk kredi kartınızla havalı güneş gözlüğü aldınız diyelim, o dükkan sonra parasını nasıl alıyor, sizin bankanız bu işten nasıl para kazanıyor gibi şeyler. 2019 yılında ise finans ile ilgili işlerden sıkılıp radikal bir kararla medya sektörüne giriş yaptım ve Almanya’nın en büyük medya gruplarından birinde internetten televizyon izlenmesini sağlayan sistemler üzerinde çalışıyorum.
Gezme tutkum maalesef çocuklukta başla(ya)madı, ailesiyle gezen çocuklara hayret etmekle başladı. Orta-düşük gelir seviyeli bir ailede büyüdüm, çocukluktan beri geziyorum diyenler çok şanslı bence. Tüm imkanlarımızı zorlayıp Ege’de yılın sadece bir haftası tatile gidebildiğimiz birkaç sene, çocukluğumun en güzel zamanlarıdır.
Gezmeyi sevmeyen ailemin en kıymet verdiği şey eğitimdi. Okumayı bir sene erken öğrendim, komple devlet okullarında okudum (master hariç, o zaman iş hayatındaydım zaten), dersanelere hayatımda hiç para vermedim, ilkokuldan yüksek lisansa kadar tüm okullarımı dereceyle bitirdim. Blogumu böyle özenli ve düzgün dille yazmamın sırrı sıklıkla soruluyor, “imla noktalama ve anlatım bozuklukları gibi konuları hayatım boyunca bir daha asla unutamayacağım kadar iyi öğrenmiş olmak” cevabını rahatlıkla verebilirim 🙂 2005 yılında ‘Onlar profesyonel öğrenci’ başlığıyla Sabah gazetesine çıkmışlığım bile var.
İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ve sonrasında Kültür Üniversitesi MBA mezunuyum, gezmeye başlamam da yine eğitim sayesinde oldu. Üçüncü sınıfta Erasmus programı ile bir yıllığına Viyana Teknik Üniversitesi’ne gittim. Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde okuduğum için Almanca biliyordum, ama en baba bölüm derslerini Almanca alacak kadar kendime neden güvendim bilemiyorum. Eğitim ve tecrübe uğruna aldığım o zamanki koşullarıma göre son derece cesur olan bu kararla ilk defa uçağa bindim, ilk defa yurtdışına çıktım ve bunların hepsini kendi başıma yaptım (o zamanlar iPhone ve cepte internet de yok).
Ailende para yoktu nasıl gittin derseniz; üniversite boyunca konser, festival, fuar, gece kulübü gibi organizasyonlarda hostes, tercüman, satış elemanı vs. olarak çalışıp para biriktirdim. Rihanna, Cem Yılmaz, Anadolu Ateşi, Saraydan Kız Kaçırma operası gibi birçok harika etkinliği ücretsiz izlemek ve üstüne para almak gibi süper anılarımın yanında yorgunluktan bayılmak gibi zavallı anılarımın da olduğu bu part-time işler, hayata erken atılıp üniversite boyunca geçimimi sağlamam ve yurt dışına gidebilmem dışında, hayatı ve insanları tanımam konusunda da eşsiz tecrübe oldu. Ama okulla birlikte yürütmek öyle zordu ki iş hayatına başladıktan sonraki klasik “Keşke üniversite yıllarıma geri dönsem” cümlesini asla kurmadım.
Neyse ki yurt dışı gezilerine Viyana’dan başlamak büyük bir şanstı; Avrupa’nın ortasında olduğundan her fırsatta başka ülkelere kolayca gidebildim ve bir senede önceki seyahatsiz yılların tamamının acısını çıkardım 🙂 Artık alışkanlık olmuştu tabii, Erasmus bitip İstanbul’a geri döndüğümde daha çok part-time işte çalışıp daha çok para biriktirdim. Böylece, mezun olur olmaz tüm sermayemi(!) koyup 2 aylık bir eğitim programı için Londra’ya gittim (evet, yine eğitim).
Londra sonrası İstanbul’a döndüğümde part-time işleri bırakıp artık kendi mesleğimi yapmaya başladım. Tarih, Ekim 2010. O zamandan beri de, yıllık izin gezgini olarak “hayal ediyorum, gitmek istiyorum, planlıyorum, gidiyorum”.
Seyahatlerimi neden yazdığım konusuna gelince; hep sayısal bölümlerde okuduğum halde küçüklüğümden beri yazar olmayı hayal edip yazı yazdım, ilkokulda katıldığım tüm kompozisyon ve şiir yarışmalarında ödül kazandım. Yazmayı asla bırakmadım, 1994 yılında yazdığım günlüklerim bile var! Çocukluk hayalim ilk gençlik romanları yazmak olsa da başlangıç olarak gezilerimi yazmaya karar verdim. Bu kararımla bir yerden insanlara ulaşmak ve kimi zaman hayal kurmalarına, kimi zaman hayallerini gerçekleştirecek adımları atmalarına yardımcı olmak istedim. “Sayenizde harika bir gezimiz oldu” şeklinde mesajlar geldiğinde bu yüzden çok mutlu oluyorum.
Almanya’ya taşınırken de benzer şekilde “Ben her şeyi kendi başıma öğrenmek için tırmalamaktan çok yoruldum, benden sonrakiler daha az yorulsun” diye yurt dışıyla ilgili öğrendiğim her şeyi yazmaya başladım. Zaten blogumun adını seçerken ‘Hayat’ kısmını artık zaman ne gösterirse onunla doldururum diye düşünmüştüm, ilk konu yurt dışında yaşam oldu. Almanya’ya taşınacak sanırım herkes bloguma bir şekilde denk geliyor, sonradan tanışma imkanı bulduğum arkadaşlar hep “Aa o blog mu, ben okumuştum” diyorlar 🙂 Verdiğim bilgilerin ‘hayat kurtarıcı’ olduğuna dair mesajlar almak doğru bir iş yapıyorum düşüncesiyle yazmaya devam etme motivasyonum oluyor.
Mühendislik okuduğum ve analist olarak çalıştığım için meslek hastalığı diyebileceğimiz şekilde yazılarımın kurgusuna dikkat ediyor ve ‘ben gidecek olsam ne okumak isterdim’ gözüyle defalarca kontrol ediyorum. Sıkıcı olmamaları için neyi ne kadar ve nasıl anlatmalıyım diye oturup üşenmeden saatlerce düşünüyorum. Sonra “Kocişkomla romantik tatil yaptık, çok da güzeldi” tadındaki hava atma üzerine kurulu bir gezi rehberinin (rehber ?!) veya “Dünyanın en bilmemne şehirleri” şeklindeki kendi görmediği yerleri başka kaynaktan toplama yapıp tık almaya çalışan blog yazılarının da beğenildiğini görünce ‘Ne uğraşıyorsun ki?’ diye kendime kızıyorum. Ama zor olduğu halde çizgimi bozmamaya kararlıyım, yazılarımı okumak için zaman harcayanlar karşılığında bir şey almalılar bana göre. Ortaya çıkardığım şeyin güzel olduğuna önce kendim ikna olmazsam saatlerce bilgisayar başında oturmak için bir sebebim zaten kalmaz.
Fatma Ölçücü kimdir ve gezi tutkusu nasıl başlamıştır konulu bilgiler bu kadar 🙂
Ben merak edilmez sanıyordum ama geniş kitlelere ulaştıkça benim şahsi kişiliğimin merak edildiğini de gördüm (nedendir bilinmez). Buyrun o zaman hakkımda daha spesifik birkaç bilgi daha:
– Az konuşup çok dinlemeyi severim. Çok konuşan insanların anlatacak bu kadar şeyi nasıl bir araya getirdiklerini hep merak ederim.
– Sessizliğe önem veririm. Yalnız kaldığında sırf gürültü olsun diye televizyonu açan veya telefona sarılıp birilerini arayan insanlar bana göre uzaylıdır, onlara göre de ben uzaylıyım. Televizyon açmam ve izlemem, kimseyi de ‘öyle muhabbet olsun’ diye arayamam.
– Kadınlar arasındaki kıskançlık rekabetten ve sürekli birbirini süzme durumlarından yorulurum. Makyaj yapıp bakımlı görünmeye çalışırım ama başkalarının bunu nefretle incelemesine gıcık olurum ve size ne diye suratlarına bağırmak isterim. Ben yarım kilo alsam diğer kadınlar hemen fark eder, onlar 30 kilo alsalar ben belki anca fark ederim. Pek uyum sağlayamadığım için genel olarak az kadın arkadaşım vardır.
– Dolaylı anlatımları ve gizli imaları anlayamam. “Bana böyle dediğine göre sanırım böyle yapmamı istiyor” gibi karmaşık şeyleri hiç sevmem, dümdüz söylendiğinde mutlu olurum. Kendim de imalar ve iğnelemeler yapamayıp konu neyse söylerim. Düz düşünürüm ve mantık insanıyımdır, sebep – sonuç ilişkisi kuramadığım konular beni aşar.
– Özel günler ve nezaketen yapılan şeyler özürlüsüyüm. Doğum günlerini aklımda tutmaya çalışsam da bazen unuturum, minnoşkitolar günü gibi hediye almalı günleri sevmem. “Bir şeye ihtiyacın olursa beni ara” gibi nezaketen kurulan cümleleri doğru şekilde kullanan insanlara hayranlık duyarım ama kendim bir türlü yapamam 🙂
– Sağlıklı yemek işlerinden hiç anlamam. Çocukluğumdan beri tatlı ve hamur işi yerim, sebzelerin birçoğunu manavda görsem tanımam. Eskiden arkadaşlarım “İleride kocan karnını doyuramayacak” diye çok yememle dalga geçerlerdi, şimdilerde kocam gerçekten “Yeter, yeme artık” diye şikayet ediyor. Ziyarete gittiğimde ise annem “Kızım hiçbir şey yemiyorsun” der, çok mu yoksa az mı yiyorum emin değilim. Umarım ben de bir gün ‘big mac menü hüpletme’ yerine ‘şekersiz beslenme, glisemik indeksi düşük besinler tüketme, glutensiz yaşam’ gibi karizmatik şeyler yapabilirim.
– Beslenme konusuna ne kadar duyarsızsam spora da o derecede önem veriyorum. Fiziksel anlamdaki zayıflıklarım sinirimi çok bozar, örneğin grip olursam ilaç bile kullanmayarak vücudumu ‘cezalandırırım’. Bu yüzden güç, denge ve esneklik üzerine ağır antrenmanlar yapmaya çalışıyorum, antrenmandan sonra kas ağrısı çekmezsem verimli spor yapamadığımı düşünüyorum. Haftada ortalama 3 kez spora giderim, sadece seyahatte olduğum zamanlarda ara veriyorum.
– Sinir stres yapmayı bilmem. Negatif insanlardan uzak dururum, kimseyle kavga etmem, kavga ortasında kalırsam sakinliğimle karşımdakini döverim. Hayatımda küs olduğum kimse olmamasına önem veririm. Dengeli ruh hali için iyi uykunun önemli olduğuna inandığımdan (biraz da tembelliğimden olabilir) 8 saat uyurum, hafta sonu 10 saate kadar çıkar.
– Yazı yazmanın dışında bir sayısalcıyla pek uyuşmayan başka sevip ilgilendiğim şeyler de var. İlki dans etmek; latin dansları ve hiphop kursları aldım ve yeniden almayı da istiyorum. İkincisi ise daha iddialı; keman çalmak. Solak olduğum ve 24 yaşında başladığım halde solak olmayan kemana başladım ve ders alarak ilerlettim. Keman çalan herkes benim için özeldir, keşke ben de öyle olabilsemdir, keman sesi dünyadaki en güzel sestir. Her şeye aynı anda vakit bulamadığım için şu an ara vermiş olsam da, blogumu istediğim noktaya getirdikten sonra yine koşa koşa keman dersi almaya gideceğim. Öyle güzel bir el nasırı, öyle anlamlı bir boyun tutulması bence yok.
– Pembe rengini ve Hello Kitty’yi çok severim. Bu sevgimin büyüdükçe azalması gereken bir şey olduğunu düşünmüyorum, beni mutlu ettiği sürece hayatımda var olabilirler.
İnsanın kendini anlatması zordur ama ortaya biraz bir şeyler çıkarabildim sanırım. Umarım yazılarımı beğenirsiniz ve sizin hayatınıza da ufak bir dokunuşum olabilir. “Güzel bir blog vardı ama ismini unuttum” dememeniz için aşağıdaki hesaplarımı takip ederseniz sosyal medyada ara sıra karşınıza çıkarım 🙂 Kalın sağlıcakla.
Instagram: hayatveseyahat
YouTube: Hayat ve Seyahat
Facebook: Hayat ve Seyahat
Dünya Gezgini Çelebi Alper
24 Aralık 2014, 14:43Keyifli yazı ve paylaşımlar için teşekkürler. Blogun ismi çok iyi olmuş. Bol seyahatler dilerim.
Fatma Olcucu
25 Aralık 2014, 09:04Selam Alper, ben de senin yazılarını beğenerek takip ediyorum. Güzel yorumun için teşekkürler 🙂
Onur
05 Ocak 2015, 11:50Bir arkadaşımın tavsiyesiyle ilk defa giriyorum blogunuza. Yazılar dediğiniz gibi gidenlerin yararlanmasına yönelik faydalı yazılar olmuş. Umarım daha çok gezersiniz ve çok daha fazla yazı yazarsınız.
Fatma Olcucu
05 Ocak 2015, 19:41Pek yakında bölümünde bahsettiğim yerlerin hepsine gittim aslında ama çok araştırıp yazmaya çalışıyorum o yüzden yazılar baya geriden geliyor, arayı kapatıcam işalla 🙂 Değerli yorumunuz için teşekkürler..
Kemal
05 Ocak 2015, 16:42Blogunu bugun farkettim Fatma. Nefis yazilarinin bir kacini okuma firsatim oldu. Bu kadar detayli ve uzun yazabilen pek yoktur. Kerp going.
Sevgilerz
Fatma Olcucu
05 Ocak 2015, 19:45Selam Kemal, çok teşekkür ederim. Yazmak benim birinci hobim ve seyahat etmek ikincisi diyebiliriz. Bu yüzden yazdıkça daha çok yazayım ve daha çok detay vereyim herkesin işine yarasın istiyorum. Beğendiysen ne mutlu bana 🙂
Tolga İldun
01 Nisan 2015, 08:52Tebrikler 🙂
Başarılı bir blog sayfası olmuş.
Biraz seyahat hikayesi kıvamında ama aradaki detaylı bilgiler güzel 🙂
22-24 Nisan Venedik e yapacağım ilk seyahatimde tavsiyelerinizi hatırlayacağım…Fakat şu havalimanı otel arası yolculuk kıl bir durum gibi 🙂 Bakalım umarım herşey çok güzel olacak.
Fatma Olcucu
01 Nisan 2015, 13:07Tesekkur ederim 🙂 pek hikaye anlatmadan bilgi odakli olmaya calisiyorum aslinda, ama bir yandan da sıkıcı olmamak lazim begendiginize sevindim. Transfer hic sorun olmaz merak etmeyin, ulasim kisminda yazdiklarimi incelemeniz yardimci olabilir. Iyi eglenceler simdiden 🙂
Şahin Emre KORKUTAN
29 Haziran 2015, 00:35rotasizseyyah.com blog’unun sahibi bir gezgin ve nedense hikayenizin başlangıcını onunkine benzettim. Umarım sizin de sonunuz benzer. :))
cansever
05 Ekim 2015, 11:23Her şey olması gerektiği gibi. Tebrik ederim. Anlattığınız yerlerin bir kısmını gördüm gezdim. Bazı yerleri atlamışım sayende öğrendim. Venedikte istanbuldan götürülen 4 bronz at için tarihimize sahip çıkamıyoruz eleştirisinde bulunmuşsun. 1453 de istanbul fethedildi 1200 lerde sahip çıkamayan bizanslılar oluyor 🙂 Başka yazılarını özellikle Petersburgu bekliyorum. bi de cüba yı :))
Fatma Olcucu
05 Ekim 2015, 17:12Cok tesekkur ederim 🙂 St. Petersburg sirada bekleyen yazilarim arasinda, haberdar olmak icin mail listesine kaydolabilir veya facebook.com/hayatveseyahat sayfasini takip edebilirsin.
sıla kayahan
07 Nisan 2017, 07:36yazılarınız çok akıcı ve sade.. gereksiz bilgi kirliliği yok.. sıkılmadan okuyorum hepsini..gezi yazılarında insanlar saat kaçta uyandıklarına kadar çok gereksiz bilgiler paylaşıyolar. işimize yarayacak bilgileri aralarından bulup çıkarmak zorunda kalıyoruz.. ‘simple is beatiful’ deyip sevgiler gönderiyorum..
Fatma Olcucu
07 Nisan 2017, 08:09Cok tesekkur ederim ben de aynen sizin gibi dusunuyorum. Kendimle ilgili detaylar paylasmak, askim veya prensesim gibi surekli esten cocuktan filan bahsetmek bence de bir gezi yazisi icin gereksiz, o yuzden “ben oraya giderken ne ogrenmek isterdim” diye dusunup yazmaya calisiyorum. Akiciligi icin de ekstra cabalarim var tabii, wikipedia olmaya calismiyorum sonucta 🙂 Begendiginize cok sevindim umarim takipte kalmaya devam edersiniz. Sevgiler cok cok.
Haydar GÜL
18 Eylül 2017, 21:51Yazılarınızı okurken Çelebi Alper gelmişti aklıma. Yorumlarda gördüm gerçekten çok iyisiniz. Yazılarınız akıcı ve bilgilendirici. İnşallah balayımızda çok yararlı olacak. 🙂
Fatma Olcucu
19 Eylül 2017, 08:34Tesekkur ederim, balayi destinasyonunuz neresi bilemedim ama faydali olabildiysem sevindim. Tebrik eder, simdiden iyi tatiller dilerim.
Haydar GÜL
21 Eylül 2017, 22:39Tamamen kararsızız. Belki fikir verirsiniz. 🙂
Fatma Olcucu
22 Eylül 2017, 08:25Elbette. Yaz ise Santorini, kis ise Sri Lanka ideal olabilir. Mevsimden bagimsiz Singapur-Bali de her zaman uygun. Ilgili yazilarimi okuyup karar verebilirsiniz.
Elif Fettahoğlu Salih
23 Kasım 2017, 11:43Merhaba, blogunuz ailece gideceğimiz ilk yurt dışı seyahatimiz olan Roma-Floransa gezimiz için araştırma yaparken rastgele karşıma çıkmıştı. Hangi kelimelerle arama yaptığımı hatırlamıyorum ama ilk sırada sizin sayfanız vardı ve ben sonrasında defalarca dönüp dönüp okumuştum rehberinizi yüzlerce blog olmasına rağmen. Verdiğiniz bilgiler çok işlevseldi, çok faydasını görmüştük. Şimdi yeni rotalar için hemen bakıyorum ne demişsiniz 🙂 Emeğinize sağlık , teşekkürler 🙂
Fatma Olcucu
24 Kasım 2017, 13:49Merhaba, hem ilk gezinizde faydam dokunduguna hem de sonrasi icin oncelikli kaynaginiz olduguma cok sevindim. Umarim cok cok gezersiniz benim yazilarim da hep isinize yarar 🙂 Sevgiler
Sevda Şahin
16 Aralık 2017, 08:52Merhaba, Sri Lanka yemekleri yapan bir kanalı izlerken ülkeyi merak edip google hocaya yazmamla sizin blogunuzu keşfetmiş oldum. Acayip doyurucu bir Sri Lanka tanıtımı okuduktan sonra sizi merak edip bu sayfaya geldim. Çok etkilendiğimi itiraf etmeliyim, tebrikler falan yazmayıp direkt ‘ helal olsun ‘ diyeceğim. Bloger takip butonunuz yok sanırım, google + dan takibe aldım ama bilgisayardan pek anlamam , inşallah yeni yayınlarınızı haber verir bana google amca. Kolay gelsin, bol gezmeler, belki bir gün bir yerde karşılaşıveririz 😀
Fatma Olcucu
17 Aralık 2017, 21:03Merhaba, ne güzel yazmışsınız teşekkür ederim 🙂 Linkini verdiğim sosyal medya hesaplarımı takip edebilirsiniz, yeni yazıları Facebook, Instagram ve Twitter’dan duyuruyorum.
Beyza
03 Ocak 2018, 14:11Ellerinize sağlık! Singapur’a gideceğim ve sizin yazınıza bayıldım. Youtube kanalı açmayı düşünmediniz mi?
Fatma Olcucu
08 Ocak 2018, 10:59Tesekkurler 🙂 YouTube kanalim da var, ismi ayni sekilde hayatveseyahat
Sümer Özvatan
26 Mart 2018, 12:39Merhaba, Google’a “Alsace” yazdım ve ardından kendimi sizin keyifli gezi yazılarınız arasında dolaşırken buldum. “Hakkımda” sayfasını 24 yaşındaki kızıma, yaşamını şekillendirmekte olduğu bu yıllarda faydalı olacağına inandığım için az önce e-posta ile gönderdim. Kendim için de Ekim 2018’de yapacağım Floransa ve Roma gezileri için ilgili gezi yazılarınızın çıktılarını aldım, satır satır okuyacağım. Alsace, o daha sonraki yıllar için küçük bir araştırmaydı, (ileride aradığımda kolayca bulabileyim diye) o yazınızın sadece ilk sayfasını çıktı aldım. Saygılarımla.
Fatma Olcucu
26 Mart 2018, 13:55Merhaba, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Gezi planlarınıza yardımcı olmanın yanında benden birkaç yaş küçük kızınıza güzel bir örnek olarak gördüğünüz için de ayrıca mutlu oldum. Umarım sonraki tatillerinizde de hep yardımcı olabilirim.
Sumru Caliskan
26 Mart 2018, 22:39Hem Endüstri mühendisi hem solak hem de Almanya’da yasayan bir seyahat blogu sahibi… Bu yaziyi okumadan bu kadar cok ortak özelligimiz olacagini dusunmemistim sevgili Fatma:) Blogunda basarilar diliyorum. Allgäu’dan selamlar…
Fatma Olcucu
27 Mart 2018, 08:38Merhaba Sumru, cok ortak ozelligimiz varmis o zaman gercekten 🙂 Sevgiler
Hasan Dönmez
28 Mayıs 2018, 11:46Fatma Hanım merhaba,
İstanbul Masterları Atletizm Kulubü üyesiyim ve maraton yarışlarına katılıyorum. Son üç yılda sırasıyla Berlin, Rotterdam ve Milano maratonunu koştum. 2018 de 14 Ekim’de yapılacak Münih Maratonunu koşmayı planladım. Münih hakkında araştırma yaparken sizin blogunuza rastladım ve bana faydalı olacak bilgileri okudum. Teşekkürler.
Fatma Olcucu
29 Mayıs 2018, 08:11Rica ederim, maratonda basarilar diliyorum.
Didar Toksavul
29 Mayıs 2018, 21:17Bundan böyle takipçinizim. Fırsat buldukça eski yazılarınızı ve siz paylaştıkça yenilerini okuyacağım. Anlatımınız çok hoşuma gitti. Bende kendi kararımca bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Bu fırsat ile sizi bloguma göz atmaya davet edeyim. Yapıcı eleştirilerinizi duymak isterim doğrusu. Selam ve sevgilerimle.
Fatma Olcucu
29 Mayıs 2018, 21:39Merhaba, teşekkür ederim yazılarımı beğendiğinize ve takipte kalacağınıza sevindim. Blogunuz oldukça güzel, elinize ve emeğinize sağlık. Sevgiler
Gulnur
25 Haziran 2018, 22:18Sanki yazılarınızı okuyor değilde dinliyor gibiyim.
Çok samimi ve içten bir anlatım. Siz bizim gibi çok gezip de yazamayan mühendislerin kalemi olmuşsunuz. Tebrikler. 🤗
Bu arada Dirndl çok yakışmış nerden aldınız? Amaç Octoberfest‘e hazırlık 😊 Baden-Württemberg’den Sevgiler 💐
Fatma Olcucu
26 Haziran 2018, 12:06Guzel yorumunuz icin tesekkur ederim, cok sevindim. Bu sayfaya ekledigim fotodaki Marjo Dirndl diye bir marka, bu seneki Oktoberfest icin ben de yeni kombinler pesindeyim bakalim ne bulacagim 🙂 hayatveseyahat instagram sayfasinda kesin paylasirim, oradan takip edebilirsiniz.
Emrah
13 Eylül 2018, 07:52Çok güzel bir site, güzel yazılar, güzel fotoğraflar her şey çok güzel. Blogunuzla yeni tanıştım her hecesine kadar okuyacağım sanırım. Teşekkürler ve tebrikler!
Fatma Olcucu
13 Eylül 2018, 09:10Begendiginize sevindim, rica ederim 🙂
Turgay Aksoy
16 Ekim 2018, 08:29Keyifli bir blog yazısı tadında tanıtım olmuş. Blogunuzu keyifle takip ediyorum. Enerjinizi takdir etmemek mümkün değil bu arada:) Paylaşımlarınız için elinize sağlık.
Fatma Olcucu
04 Kasım 2018, 16:33Çok teşekkürler, enerjimi bulaştırabiliyorsam ne mutlu 🙂
Erdinç Hakverdi
02 Şubat 2019, 22:23Karadeniz turu hakkında yazdiklarinizi yeni kesfettigim için öncelikle özür , akabininde bu güzel yazı için teşekkür ederim. Konaklama için cidden tavsiyelerinizi göz ardı etmeyeceğim
Fatma Olcucu
11 Şubat 2019, 20:48Rica ederim, keyifli geziler
Hülya
13 Mart 2019, 07:12Merhaba ,
Sayfanızı uzun bir süredir takip ediyorum ,çok samimi ve net paylaşımlar yapıyorsunuz.
Sizi Almanya’da eğitim ve yaşam temalı konular için takip etmeye başlamıştım ,yaşagığınız süreçte göstermiş olduğunuz tüm çabalarınızı takdir ediyorum ,Almanca eğitim veren bir okulda lise öğrencisi olan kızıma sizin sayfanızı takip etmesini tavsiye ettim ,şöyle sizin gibi ayakları yere sağlam basan genç arkadaşlarımızın rehberliğine ihtiyacımız var .
Başarılar,kolaylıklar diliyorum,sevgiler.
Fatma Olcucu
14 Mart 2019, 20:38Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim, hem size hem kızınıza kocaman sevgiler.
serkan
01 Mayıs 2019, 18:36selam hanim efendi nurunberg hakinda paylasim yapin lutfen
Fatma Olcucu
01 Mayıs 2019, 22:37Yazmış olmak için yazmadığımdan hepsine maalesef yetişemiyorum, üzerine ciddi çalışmam gerekiyor. Destinasyonların popülerliğine ve talebe göre sıralamaya çalışıyorum umarım ona da sıra gelecektir.
Ali Ulvi
21 Mayıs 2019, 11:36Fatma Hanım harika bilgi içn teşekkür ederim. Etkileyici bir özgeçmişiniz var
Kutluyorum.
Gerekirse Bali’de para transferi gibi bankacılık sistemi var mı.
Fatma Olcucu
21 Mayıs 2019, 12:58Tesekkur ederim. Elbette vardir, gidecekseniz bana mail atin veya sosyal medya hesaplarimdan mesaj gonderin size iletisimini verecegim sofor bu konuda da yardimci olur diye dusunuyorum.
Engin
28 Ekim 2019, 21:04Merhabalar bu ara bir çok insan gibi Yurtdışına çıkmayı hedefliyorum. Bir kaç konuda desteğinizi rica ediyorum
37 yaşındayım endüstri mühendisiyim 10 yıllık üretim planlama tecrübem var orta İngilizcem var konusuyorum ama Almanca sıfır . Özellikle kozmetik veya kimya sektöründe Üretim planlaması konusunda iş bulma ihtimalim sizce nedir çok talep olan bir alan mıdır. Biliyorsunuz Endüstri mühendisi farklı alanlarda da çalışabiliyor . Tecrübem fazla olmadan yine Endüstri mühendisliği ile bağlantılı Pozisyonlara başvuru yapmamı önerirmisiniz. Genel olarak verebileceğiniz endüstri mühendisliği için spesifik bir Öneriniz varsa da duymak isterim
Fatma Olcucu
29 Ekim 2019, 10:19Merhaba, Hakkimda sayfasini okursaniz benim de Endustri Muhendisligi mezunu oldugumu gorebilirsiniz. Dolayisiyla kendinizi gelistirin ve yilmadan hedefinize ulasmak icin calisin. Is bulma ihtimaliniz ne kadar emek verdiginizle dogru orantili olarak artar.
Metin Dirim
04 Kasım 2019, 06:40Günaydın,
yazı için teşekkürler. Ocak ayında yapacağım Cote d’Azur gezisi için yararlı oldu. (Eşime sürpriz olacak-Evlilik yıldönümü) Ocak ayınde bu bölgede rahat bir gezi olur mu?
Ayrıca Mayıs ayında 1 hafta Berlin’de olacağım, bu konuda önerileriniz olur mu?
Sağlıkla, keyifle yaşayacağınız günler olsun.
Metin DİRİM
Fatma Olcucu
04 Kasım 2019, 12:44Merhaba, Ocak ayinda Cote d’Azur civari sakin olur diye dusunuyorum bence bolca dinlenmeli olur umarim beklentiniz o yondedir. Berlin icin calismalarim devam ediyor Mayis ayina kadar rehberlerini yayinlamis olurum. Facebook ve instagram sayfalarimi takip ederek yayinladigimda haberdar olabilirsiniz. Herhangi bir sekilde kacirirsaniz blogu actiginizda menuden Berlin bolumune tiklayin, Berlin hakkindaki yeni yazilar da oraya eklenecek. Selamlar
Ender
27 Eylül 2020, 23:09Ellerinize ve emeğinize sağlık 👍🏻
Mehmet TAKIM
13 Kasım 2020, 21:41Merhaba. şimdiye kadar okuduğum en güzel, en samimi “hakkında” bölümü. Şöyle özetleyeyim: sanki karşımdasınız ve konuşarak bunları anlatmışsınız gibi. Size sevdiğiniz şeyleri yapma konusunda başarılar diliyorum. Emeğinize sağlık. Yolunuz düşer ve İnegöl’e gelirseniz köfte ikram ederiz. 🙂 Kalın sağlıcakla…
Fatma Ölçücü
14 Kasım 2020, 13:34Çok teşekkür ederim, tam olarak öyle hissettirmesini isteyerek yazmıştım ben de. Selamlar 🙂
Bahar
24 Ocak 2021, 02:15Hepsini okudum. Emeğine sağlık cok güzel
Fatma Ölçücü
27 Ocak 2021, 23:10Tesekkur ederim 🙂
adnanoca
01 Şubat 2022, 10:45Sitenizi Kuzey Işıkları turu için araştırma yaparken buldum, yazdıklarınızdan çok keyif aldım..
Seyahatlerimi neden yazıyorum.. kısmı ve altındaki 2 paragraf için size özellikle teşekkür ederim..İyi ki varsınız..
NOT: 2-3 sene içinde bir kuzey ışıkları gezisi planlıyorum, bugun bu planın ilk günü. Pandemi ve ülke ekonomisi izin verirse 2025 kışına kadar gitmiş olmak hedefim. Bu da burda dursun.
Selamlar..
Fatma Ölçücü
17 Şubat 2022, 16:05Rica ederim, umarım hedefinizi gerçekleştirip buraya da bir ‘checked’ atarsınız 🙂