Avusturya’nın haritada küçük bir ülke görünmesine aldanıp kendisini küçümsemeyin diye Viyana yazılarımda anlatmış ve ülkenin köklü bir tarihi olduğundan bahsetmiştim. Öyle ki Avusturya’nın sarayları ve kaleleri yalnızca başkent Viyana’yla sınırlı kalmayıp Mozart’ın şehri Salzburg’a bile taşmış. O yüzden birbirinden güzel bu saray ve kaleleri, her köşesi kültürel zenginlikle dolu olan şehirdeki en önemli müzelerle birlikte Salzburg’un en güzel sarayları & müzeleri yazısında ayrıca anlatmaya karar verdim.
Bu yazının Viyana’daki versiyonu için VİYANA SARAYLARI yazımı okumanızı tavsiye ederim, copy-paste bilgilerle sıkıcı olmadan Almanca dahil üç dilde araştırma yaparak önce kendim anlıyor ve sonra kendi cümlelerimle sade bir şekilde size aktarmaya çalışıyorum çünkü.
Bu yazıda anlatacağım yerlere giriş imkanı sağlayan Salzburg Card fiyatları ile birlikte Salzburg’taki görülmesi gereken yerler listesinin tamamı içinse SALZBURG GEZİLECEK YERLER yazım sizindir.
Salzburg’un turistik bir şehir olduğunu unutmayıp en iyi otellerde yer bulabilmek için geziniz kesinleştiği anda otel rezervasyonunuzu yapın. Salzburg merkezindeki tüm otelleri incelemek ve booking.com üzerinden fiyatlarını ve müşteri değerlendirmelerini görerek rezervasyon yapmak için tıklayın.
Şimdi başlayabiliriz. Yazının sonunda tüm gezilecek yerlerin haritasını bulabileceğiniz bir link de paylaşacağım; çıktısını alıp Salzburg gezilecek yerler ve bu yazıda anlattığım en önemli görülecek yerleri işaretleyerek gezi planınızı oluşturabilirsiniz.
Schloss Mirabell (Mirabell Palace)
Salzburg’la ilgili Mozart’tan sonra duyduğunuz ikinci şey muhtemelen Mirabell Sarayı olmuştur. Burası gerçekten de harika binası ve bahçeleri ile Salzburg gezisi için olmazsa olmazlardan, öyle güzel ki UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’nde koruma altında tutuluyor.
1606 yılında yapılan Mirabell Sarayı’nın ismi aynı zamanda İtalyanca’da bir kadın ismi. Mirabell kelimesi mirabile (admirable – hayranlık uyandıran) ve bella (beautiful – güzel) kelimelerinden oluşuyor.
1606 yılındaki prens Wolf Dietrich ve metresi tarafından yaptırılan saray için öncelikle iyi haberle başlayalım; Mirabell sarayı bilet ücreti diye bir şey yok yani girişi ücretsiz.
The Marble Hall (Mermer Salon) sıklıkla düğün organizasyonları için kullanılıyor ve dünyanın en güzel düğün salonları arasında gösteriliyormuş. Hafta sonu ziyarete açık değil, Pazartesi Çarşamba Perşembe 08:00 – 16:00 ve Salı Perşembe 13:00 – 16:00 saatleri arasında açık.
Mermer Salon’a çıkan Angel Staircase (Melek Merdivenleri) dekorasyonu ise görülmeye değer. Etkinlik (yani düğün) olduğu bir zamana denk gelirseniz ziyaretçilere maalesef kapalı oluyor. Düğün yoksa her gün için ziyaret saatleri 08:00 – 18:00 arası.
Mirabell Sarayı’nın devlet işleri için kullanılan bölümleri de var ve bu bölümler ziyaretçilere açık değil.
Sarayın içi böyleydi, gelelim meşhur saray bahçelerine (Mirabell Palace Gardens). Benim gibi yaz aylarında Salzburg’ta olacak kadar şanslıysanız bahçenin rengarenk çiçekleri yüzünüzde sebepsiz bir gülümseme oluşturabilir, arka plandaki Salzburg Kalesi (Festung Hohensalzburg) ile birlikte bence Salzburg’ta göreceğiniz en iyi manzaralardan biri burası. Ünlü Hollywood müzikali Sound of Music de Mirabell Bahçeleri’nde çekilmiş. Aslında Salzburg’taki birçok lokasyonda çekildiği için Salzburg merkezindeki farklı noktalarda Sound of Music Tour isminde müzikalin çekildiği noktaları anlatan turlar bile satılıyor.
Mirabell Bahçeleri akşam olunca kapanıyor, gün batımına kalmadan gidin.
Bu arada, Salzburg gezilecek yerler yazımda Salzach Nehri’nin sol tarafının görülmesi gereken yerler açısından biraz daha zengin olduğunu söylemiştim. Mirabell Sarayı sağ tarafta kalırken yazıdaki diğer yerlerin tamamı sol tarafta bulunuyor.
Festung Hohensalzburg (Hohensalzburg Fortress)
Mirabell Sarayı’nı anlatırken manzaramızı güzelleştiriyor dediğim Salzburg Kalesi, tüm heybetiyle Mozart’ın şehri Salzburg’taki görülmesi gereken yerler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
1077 yılında inşa edilen kale, yüzyıllar içinde güçlendirilmiş ve genişletilmiş, öyle ki Avrupa’daki en büyük kalelerden biri haline gelmiş. Uzun tarihi boyunca asla başka bir topluluk tarafından fethedilememiş olması Avusturyalılar için büyük gurur kaynağı aynı zamanda 🙂
Salzburg Kalesi’ne nasıl gidilir derseniz füniküler trenle veya yürüyerek çıkılabiliyor. Aşağıdan bakıldığında yürüyerek çıkmak imkansız gibi görünse de yarım saat sürüyormuş ve yol üstündeki manzaraların da son derece güzel olduğunu tahmin etmek güç değil. O yüzden kendine güvenenler deneyebilir, yok denemem diyenler için Festungsbahn isimli füniküler Festungsgasse caddesinden kalkıyor.
Salzburg Kalesi bilet fiyatı için değişik seçenekler var; yürüyerek giderseniz sadece kaleyi kapsayan en ucuz bilet 10 Euro’dan başlıyor ve füniküler yolculuğu artı kale için indirimli online bilet 13.20 Euro. İyisi mi ilginizi çekiyorsa tüm seçenekleri şuradan kendiniz inceleyin.
“Yukarıdan manzarayı görmek istiyorum ama kale bileti benim için pahalı” derseniz yalnızca füniküler bileti 6 – 7 Euro civarlarında, hatta kalenin kapanış saatinden sonra çıkmak isterseniz 3 Eurolara düşüyormuş. Salzburg’ta bulunduğunuz zaman için fünikülerin kalkış noktasına gidip sormanız iyi olur, çünkü hem kalenin hem fünikülerin saatleri mevsime bağlı olarak değişiyor.
Salzburger Residenz (Salzburg Residenz Palace)
1120 yılında ilk hali inşa edilen Rezidans Sarayı, tarih boyunca Salzburg prens ve başpiskoposlarının makamı olarak kullanılmış ve en önemli kararların alındığı merkez olmuş.
Günümüzde resmi davetler, konferanslar, uluslararası kongreler ve muhteşem akustik sayesinde konser gibi etkinlikler için kullanılan Rezidans Sarayı, şehir merkezindeki Residenzplatz’ta bulunduğu için mutlaka önünden geçeceksiniz. İçini de görmek isterseniz DomQuartier isimli biletle Residans Sarayı’nın da dahil olduğu 5 müzeyi gezebiliyormuşsunuz, bilet fiyatı 13 Euro. Öğrenci kartınız varsa 5 Euro, 25 yaşına kadar gençlere 8 Euro.
Schloss Hellbrunn (Hellbrunn Palace)
Hellbrunn Sarayı, 17. yüzyılın başlarında o zamanki Kutsal Roma İmparatorluğu’nun bir parçası olan Salzburg prensliği tarafından yazlık saray olarak yaptırılmış. Prens Markus Sittikus bu sarayı günübirlik kullanıp akşamları Salzburg merkeze döndüğü için (lükse bak!?) sarayın içinde yatak odası bulunmuyor.
Hellbrunn Sarayı’nın güzel bir saray olmanın ötesinde en önemli özelliği su kaynakları, sarayın avlusundaki her yerden resmen su fışkırıyor! Hellbrunn kelimesinin Almanca’da “berrak su kaynağı” gibi bir anlamı var zaten, çevredeki dağlar sayesinde su bol olunca sarayı nasıl değişik kılarız diye düşünmüşler ve prens de şakacı bir insan olunca orijinal ismiyle Wasserspiele (su oyunları) ve İngilizcesiyle Trick Fountains (şaka çeşmeleri) denilen çeşmeler yaptırılmış.
Çeşmeler geçmişte saray konuklarını eğlendirmek için kullanılırmış, mesela açık havada akşam yemeğine oturuyorlar ve baam! Hem oturdukları yerden hem de tepeden bir yerlerden kafalarına su fışkırıyor 🙂 Suların garip görünümlü taş figürlerden fışkırması ise saraya yakışır sanat eserlerinden eksik kalmamanın yanında tezatların gücünden faydalanmakmış; yani korkunç olan bir figürden eğlendirecek bir suyun çıkmasının sürprizi (fright & fun). Ve daha başka komiklikler şakalar..
Şakacı çeşmeler, Hellbrunn Sarayı için bilet aldığınızda rehberli tur (guided tour) ile geziliyor. Beklenmedik anda beklenmedik yerlerden akan suları ben çok eğlenceli bulmuş ve ilk defa bir sarayda bu konseptte bir şeyle karşılaştığım için turu beğenmiştim, zaten dünyada tekmiş. Başta çocuklar olmak üzere heves eden kişileri ıslatıyorlar ama istemiyorsanız da üstünüz ıslanacak diye endişe etmeden gidebilirsiniz.
Hellbrunn için rehberli çeşmeler gezisi, audioguide’lı saray ve müze gezisi şeklinde üç yeri kapsayan tek bilet satılıyor. Bilet fiyatı yetişkinler için 12.50 Euro ve 4-18 yaş arası çocuklar/gençler için 5.50 Euro. Çocuklu aileler için aile bileti seçeneği bulunuyor ve birkaç Euro daha uyguna geliyor. Dileyenler için hayvanat bahçesi Salzburg Zoo ile birlikte kombine bilet seçeneği var.
Hellbrunn Sarayı ziyarete 09:00’da açılıyor, kapanışı ise kışın 16:30 ve yazın 18:00 olmak üzere mevsime bağlı olarak değişiyor. Çeşmeleri gezdirip anlatan rehberli tur her yarım saatte bir yapılıyor ve yaklaşık 40 dakika sürüyor. Temmuz ve Ağustos aylarında su, ışık ve müzik karması sunan akşam turları da oluyormuş, Noel yaklaştığında ise Noel pazarı (Christmas market) kuruluyormuş.
Ben sıcak bir Ağustos gününde gezdiğim için çeşmeleri gezdiren turda özellikle çocuklar çok eğlenmişti, vaktiniz varsa ve bilet fiyatı sizin için uygunsa dediğim gibi değişik konseptli bir saray olduğundan tavsiye ederim. Tabii hem rehberli hem de audioguidelı turların Türkçesi yok, ama sarayın içine girerken Türk olduğunuzu söylediğinizde sarayın odalarını anlatan Türkçe kağıtlar veriyorlar.
Hellbrunn Sarayı’na nasıl gidilir derseniz Salzburg merkezden 25 numaralı otobüsle 25 dakikada gidiliyor. Salzburg’ta ulaşım için pek çok toplu taşıma seçeneği olsa da Hellbrunn Sarayı ve havaalanı haricindeki her yere ben hep yürüyerek gittim, siz de öyle yapabilirsiniz. Aksi halde otobüs bileti fiyatları tekli bilet için 1.90 Euro’dan ve günlük bilet için 4 Euro’dan başlayarak gideceğiniz mesafeye göre değişiyor.
Saraylar ilginizi çekiyorsa merkezde bulunan Schloss Leopoldskron ve merkezin biraz batısında bulunan Schloss Klessheim da Salzburg gezi listesi içine dahil edebileceğiniz yerler. Leopoldskron Sarayı günümüzde etkinlik mekanı ve otel olarak hizmet veriyor, Klessheim Sarayı ise biraz geçen yılların sillesini yemiş gibi; saraylıktan kumarhaneye evrilmiş çünkü. Kendisi Salzburg Casinosu (Casino Salzburg) olarak yalnızca kumarhane müşterileri tarafından ziyaret edilebiliyor. O yüzden bence yukarıda anlattığım saraylar daha öncelikli olmalı.
Şimdi müzelere bakalım. Müzelerin hepsi Salzach Nehri’nin daha turistik olan sol tarafında bulunuyor. İlk anlattığım havaalanındaki müze dışında hepsi merkezde.
Hangar 7
Hangar 7’yi ben Salzburg yazılarım için araştırma yaparken öğrendim ve “Keşke Salzburg’a gitmeden önce böyle bir yerin varlığından haberim olsaydı” diye düşündüm, ama ben yazana kadar diğer Türk bloglarında pek bulunmayan bilgilerden biri burası da 🙂 Siz benim yerime de gidersiniz belki.
Önce ücretsiz olduğunu söyleyerek ilginizi çekeyim, sonra da yerinin Salzburg Havaalanı’nda olduğuyla devam edeyim. Ünlü enerji içeceği Red Bull’un Avusturyalı olduğunu belki biliyordunuz (veya şu an öğrendiniz 🙂 ), Hangar 7’yi de Red Bull’un sahibi dünyanın en zengin adamlarından olan Dietrich Mateschitz kurmuş. Red Bull firmasının ekstrem sporlarla ve yarışlarla olan güçlü bağını fark etmişsinizdir, bu müzenin içinde de Red Bull’un genel sportif konseptine uygun olarak Formula 1 yarış arabaları sergisi gibi şeyler bulunuyor.
Uçağınızın kalkış saatinden biraz erken gidip veya vardığınızda havaalanını terk etmeden önce şöyle bir uğramayı düşünebilirsiniz. Ziyaret saatleri 09:00 – 22:00 arası.
Haus der Natur
Tarih öncesi çağlardan günümüze doğanın nasıl evrildiğini anlatan Doğa Müzesi, girişindeki kocaman dinazorlarla bizi milyonlarca yıl önceki dünyamızdan selamlayarak başlıyor. İçeri girildiğinde ise Science Center (Bilim Merkezi), Human Body (İnsan Vücudu), Aquarium (Akvaryum) gibi bölümleriyle birçok farklı alanda bilgiler sunuyor.
Yetişkin bilet fiyatı 8.50 Euro ve 4-15 yaş arası çocuklar için 6 Euro. Çocuklu aileler aile bileti (family ticket) seçeneğini tercih edip birkaç Euro ucuza getirebilir.
Museum der Moderne Mönchsberg
Mönchsberg isimli dağda bulunan bu modern sanat müzesine asansörle çıkılıyor, böyle müzeler ilginizi çekiyorsa bileti 8 Euro. Asansörle kombine şekilde bilet alabilirsiniz. “Ben sadece şehrin manzarasını tepeden görmek istiyorum, müzeye girmeyeceğim” derseniz de Mönchsbergaufzug (Lift up to the Modern Museum) isimli asansörün biletini alıyorsunuz.
Spielzeug Museum (Toy Museum)
Özellikle çocuklu aileler için ilgi çekici olabilecek Oyuncak Müzesi’nde geniş bir antika oyuncak koleksiyonu sergileniyor, ayrıca oyun alanları da var. Bilet fiyatı 4.5 Euro, 4-15 yaş 2 Euro. İki yetişkin artı bir çocuktan oluşan aile bileti 9 Euro.
Museum der Moderne Salzburg Rupertinum
Başka bir modern sanat müzesi. Museum of Modern Art Mönchsberg + Museum of Modern Art Rupertinum şeklinde kombine bilet alınabilir, fiyat 12 Euro.
DomQuartier Salzburg
Tek biletle beş farklı Salzburg müzesini gezebileceğiniz DomQuartier, başta prenslerin yaşadığı Rezidenz Sarayı’nın odaları ve resim koleksiyonu olmak üzere Avusturya’nın kültür ve tarihini derinlemesine anlamak isteyenler için ilgi çekici olabilir. Bilet fiyatı 13 Euro, Rezidenz Sarayı’nı anlatırken orayı da kapsadığı için bahsetmiştim. Salzburg Card size pahalı geldiyse ama yine de birkaç müzenin içini görmek istiyorsanız mantıklı olabilir.
Salzburg Museum
Salzburg’un tarih içinde nasıl değiştiğini ve günümüze uzanan hikayesini sanat, mimari, edebiyat, müzik gibi birçok alanda anlatan Salzburg Müzesi’nin bilet fiyatı 9 Euro, 16-26 yaş aralığı için 4 Euro ve 6-15 yaş aralığı için 3 Euro. Pazartesi günleri kapalı, diğer günler 09:00 – 17:00 saatleri arası ziyaret edilebiliyor.
Bilet alacaksanız hemen aşağıda anlattığım Panorama Müzesi ile kombine almak daha mantıklı, tam bilet fiyatı 1 Euro ve indirimliler 50 cent artıyor.
Panaroma Museum
Yuvarlak bir zeminde ortada durup etrafınızdaki 360 derece Salzburg’un panoramik resmini incelediğiniz ve ekranlardan bilgi sahibi olduğunuz bir müze, manzara güzelmiş diyorlar 🙂 Bilet fiyatı 4.5 Euro, 26 yaşına kadar indirimli.
Yazının başında bahsettiğim üzere, Salzburg’taki gezilmesi gereken noktaların tamamını gösteren harita için buraya tıklayın. Gördüğünüz gibi benim her iki yazımda anlattıklarımdan bile fazlası sizi bekliyor, keşfetmeye hazır olun 🙂
Salzburg’un en güzel sarayları & müzeleri yazımı faydalı bulduysanız sosyal medyada paylaşmayı, yeni yazılarımdan haberdar olmak için Hayat ve Seyahat’in aşağıdaki hesaplarını takip etmeyi unutmayın! 🙂
Instagram: hayatveseyahat
Facebook: Hayat ve Seyahat
Twitter: hayatveseyahat
0 Yorum