
Pere Lachaise, namı diğer Paris Ünlüler Mezarlığı hakkında henüz bir şey duymadıysanız bu yazımı “Bir mezarlığın Paris gezisiyle ne alakası olabilir?” diye biraz önyargıyla tıklamış olabilirsiniz, benim de bir mezarlık hakkında gezi rehberi yazacağım aklıma gelmezdi 🙂 Fakat bu mezarlıkta hem Türkiye hem dünyadan ünlü isimler olunca çok sayıda ziyaretçinin ilgisini çekiyor, o yüzden bu ünlü isimleri ve mezarlarının nerede olduklarını bu yazımda anlatacağım. Mezarlık çok çok büyük olduğundan rastgele gezerseniz aradığınızı bulmanız imkansıza yakın diyebiliriz, o yüzden vereceğim bilgiler işinizi oldukça kolaylaştıracak. Öpücük yağmuruna tutulan veya ellenmekten aşınan mezarlar gibi şaşıracağınız detayları da yazımda bulacaksınız 😉
Mezarlığın orijinal ismiyle başlayalım: Cimetiére du Père Lachaise (Père-Lachaise Cemetery). Buraya nasıl gidilir derseniz PARİS GEZİLECEK YERLER yazımda bahsettiğim ve hatta haritada işaretlediğim üzere metronun 2 ve 3 nolu hatlarının mezarlıkla aynı isimdeki Pére Lachaise durağında inebileceğiniz gibi, 3 nolu hattaki Gambetta durağında inerseniz daha merkezi bir kapıdan giriş yapabilirsiniz.
Ünlü mezarlığın fazlaca büyük olmasının yanında, ziyaret edilecek kabirler birbirlerinden uzak ve yönlendirme biraz zayıf olduğu için mezarlıkta çok zaman harcamanız gerekebilir, ben bayağı canımdan bezmiştim oradan biliyorum 🙂 Girişten harita almayı deneyin veya bulamazsanız mezarlık bölümlerinin olduğu yerlerin birbirlerine göre konumlarını gösteren haritanın resmini çekin ve onu takip ederek ilerleyin.
Paris’in ünlü mezarlığında dünyaca bilinen birçok ismin yanı sıra Türkiye’den de iki isim bulunuyor: Yeşilçam’ın Çirkin Kralı Yılmaz Güney ve sanatçı Ahmet Kaya.
Cinayet sebebiyle tutuklu bulunduğu ceza evinden 1981 yılında firar ederek yurt dışına kaçan Yılmaz Güney, 3 yıl sonra mide kanserinden Paris’te yaşamını yitirmiş. Mezarı 62 nolu bölümde yol kenarında yer alıyor, içerilere girip aramayın. Metal direkleri olan mezarı diğerlerinden kolayca ayırt edebilirsiniz.
Ahmet Kaya ise 2000 yılında Paris’te kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmiş. Mezarı 71 nolu bölümde ve yine kenarda, üzerinde ülkesine duyduğu hasreti belirten şu satırlar bulunuyor:
“Tarifi imkansız
Acılar içindeyim
Gurbette akşam oldu yine
Rüzgar peşindeyim
Yurdumdan uzak
Yağmurlar içindeyim
Akşam oldu
Sürgün susuyor
Hoşçakal Sevgili Ülkem”

Ahmet Kaya’nın Paris Pere Lachaise’deki mezarında Türkiye’ye duyduğu özlemi belirten satırlar yer alıyor.
Türk ziyaretçiler olarak en çok Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın mezarlarını ziyaret etmek istesek de dünyaca ünlü ve her daim etrafında birçok ziyaretçi olan birkaç kabri görmek de gelmişken yerinde olacaktır. Sonuçta her seyahatimizde mezarlık turu yapmadığımız için ben gezerken yorulduğum halde bahsedeceğim mezarları ilginç bulmuştum.
Görülmesi gereken diğer mezarlar, bulundukları bölümler ve sahiplerinin kim olduğu şöyle (parantez içindeki rakamlar bulundukları bölüm oluyor, notunuzu alın oraya gidince bu rakamları nasıl kullanacağınızı anlayacaksınız):
Jim Morrison (6): ABD’li şarkıcı ve söz yazarı Jim Morrison, 27 yaşında vefat ettiği halde ABD’li rock grubu The Doors’un solisti olarak Lizard King unvanıyla ikon olmayı başarmış. Mezarlığın en bilinen ismi diyebiliriz, hatta mezarının çevresi parmaklıkla kapatılmış olduğu için yanına fazla yaklaşılamıyor.
La Fontaine (25): Horoz, köpek, eşek gibi birçok hayvanı konuşturan La Fontaine masallarını ilkokul yıllarımızdan hatırlıyoruz. İnsan dışındaki varlıklara insan özelliklerinin yüklendiği (hayvanların konuşması gibi) ve ‘güldürürken düşündüren’ bu tür öykülere fabl isminin verildiğini de ek bilgi olarak belirtelim.
Moliere (25): Fransız oyun yazarı ve oyuncu, en ünlü eseri Cimri. Mezarı La Fontaine’in hemen yanında. Her iki mezar da çok sade görünüme sahipler.
Honoré de Balzac (48): Fransız yazar. Büste sahip mezarı kolayca ayırt edilebiliyor.
Frederic Chopin (11): Polonyalı piyanist ve besteci. Cenazesinde kendi bestelediği Cenaze Marşı’nın değil Mozart’ın Requiem’inin çalınmasını istemesi ilginç bir detay. Ben en çok Nocturnes eserlerine (Noktürnler – 21 kısa solo piyano parçası) bayılıyorum.
George Bizet (68): Fransız klasik müzik bestecisi. Carmen operası ile dünyaca tanınmış, ne olduğunu bilmiyorsanız videolarını internetten bulup izlemenizi tavsiye ederim.
Oscar Wilde (89): İrlandalı oyun ve öykü yazarı, şair. Mezarının çevresi camla kaplı çünkü mezardaki öpücük gönderen heykelden ilham alan herkes mezarı ‘öpmüş’. Öpücükler büyük oranda temizlenmiş olsa da hala izlerini görebilirsiniz. Mezarda böyle bir olayın neden başladığı ise Oscar Wilde’nin homoseksüel olmasından kaynaklanıyor olabilir. Olmayabilir de tabii, bilemedim 🙂

İrlandalı yazar Oscar Wilde’nin mezarı camla çevrili olsa da açıkta kalan kısmını hayranları hala öpücüklere boğuyor.
Allen Kardec (44): Hayatını pozitif bilimleri insanlara öğreterek geçirirken, sonrasında spiritüalizme ve maneviyata yönelen Kardec, ruhçuluk ve reenkarnasyon ile ilgili kitap yayınlayarak bu akımı başlatan bir isim olmuş. Mezarına dokunup dilek dileyenler tarafından çokça ziyaret ediliyor.
Victor Noir (92): Paris gezisini planlayana kadar muhtemelen duymadığınız bu gazetecinin mezarı oldukça popüler, hatta biraz esprili bile denebilir. Çapkınlığıyla ünlü Victor Noir, imparator Napolyon’un kuzeni tarafından tabancayla öldürülmüş. Mezardaki heykeli ise gerçek boyutlarda ve çapkınlığına ithafen cinsel organı kabarık şekilde yapılmış. Özellikle kadınların sıkça ziyaret ettiği mezarda, heykeli dudaklarından öpüp cinsel organını okşadıktan sonra şapkasına çiçek bırakan kadınların doğurganlığının artacağı, seks hayatlarının daha iyi olacağı veya yalnız iseler koca bulacaklarına inanılıyor. Heykelin dudakları ve cinsel organının neden aşındığını artık biliyorsunuz. Evet bir yaşımıza daha girdik 🙂
Henüz okumadıysanız lütfen PARİS GEZİLECEK YERLER yazımla devam edin.
Paris Ünlüler Mezarlığı yazımı faydalı bulduysanız sosyal medyada paylaşabilir, yeni yazılarımdan haberdar olmak için Hayat ve Seyahat’in aşağıdaki hesaplarını takip edebilirsiniz.
Facebook: Hayat ve Seyahat
Instagram: hayatveseyahat
Twitter: hayatveseyahat
0 Yorum