
Paris’teki görülmesi gereken noktaları Paris gezilecek yerler yazımda birbirlerine yakınlıklarına göre gruplara ayırmış ve hatta elinizle koymuş gibi bulun diye metro duraklarını haritada işaretlemek şeklinde abartarak neyin nerede olduğunu anlatmıştım. O yazıda Paris’in simgeleri olan Eyfel Kulesi ve Louvre Müzesi‘ni kısaca geçtim; yoksa hem yazı çok uzun olacaktı hem de her iki yapı da bilet alınarak gezildiği için bilet almayacak olanlara kalabalık yaratacaktım.
O yüzden bu yazımda size Eyfel kulesi bileti ve Louvre Müzesi bileti nasıl alınır, Eyfel’e merdivenle mi asansörle mi çıkmalısınız (oldukça önemli!), Eyfel kulesi manzaralı oteller, Louvre Müzesi piramidi, Louvre Müzesi içinde mutlaka görülmesi gerekenler ve nerede oldukları gibi konuları detaylandıracağım.
TOUR EIFFEL (EIFFEL TOWER – EYFEL KULESİ)
1889 yılında Fransız Devrimi’nin 100. yıl kutlamaları kapsamında yapılan kule 26 ayda tamamlanmış ve inşaatı üstlenen metal firmasının kurucusu Gustave Eiffel’in ismini almış.
Paris’in yerlilerinin çoğu Eyfel Kulesi’ni “metal yığını” olarak görüp pek haz etmese de, Fransa’nın ve hatta tüm Avrupa kıtasının simgesi haline gelmiş 300 metre yüksekliğindeki kule, her yıl yaklaşık 7 milyon ziyaretçisiyle dünyanın en çok ziyaret edilen ücretli yapısı olmayı sürdürüyor.
Hesap yapmayı severiz, yılda 7 milyon ziyaretçi günde kaç ziyaretçi yapar? Yaklaşık 20 bin 🙂 Öyleyse bu ünlü kuleye tırmanmak istiyorsak uzun süre bilet kuyruğunda beklemeyi göze almalıyız. Veya daha mantıklısı, geziniz belli olur olmaz şu adresten Eyfel Kulesi biletinizi alın. Eğer bunu başarabilirseniz ayakta bekleyeceğiniz yorucu birkaç saatten kurtulacaksınız ve geziniz çok daha keyifli geçecek.
Kuleyi iki kısma ayırarak farklı bilet çeşitleri yapmışlar. İlk yarısına kadar merdiven veya asansör seçenekleri var. İkinci yarıya yalnızca asansörle çıkılabiliyor. Ortadaki yerde gezmek istemeyenler için bir de doğrudan tepeye çıkan asansör bulunuyor. Benim tavsiyem en üste kadar asansörle çıkan bileti (Ticket to the top) almanız yönünde, yoksa orta katta tekrar bilet sırası bekleyecek veya yarısına kadar çıkıp sonra geri aşağıya ineceksiniz. Bu biletin yetişkin fiyatı 25 Euro. Biletinizin çıktısını alın ve oraya gittiğinizde doğrudan güvenlik kontrolünün yapıldığı bilet alındıktan sonraki sıraya ilerleyin.
İnternetten bilet alamazsanız üzülmeyin; ben Paris seyahatimi son dakikada planlamıştım ve gideceğim tarihteki online biletler tükendiği için ben de sırada beklemek durumunda kaldım. İki farklı sıra var; biri merdiven kullanmak isteyenlerin ve diğeri asansörle çıkmak isteyenlerin beklediği sıra. Merdivenle yalnızca ortaya kadar çıkılabildiğini söylemiştim, sonra tepeye çıkmak için ayrı bir asansöre biniliyor.
Yıllar önce Paris’e ilk defa geldiğimde merdivenle çıkmıştım, bu sefer asansörü deneyeyim daha az yorulurum dedim ama maalesef hataymış. Yalnızca ortaya kadar çıkan asansör biletini satıyorlar (sanırım doğrudan tepeye çıkan 25 Euro’luk asansör bileti yalnızca internetten alınabiliyor) ve bileti aldıktan sonra asansör yalnızca belli sayıda insanı alabildiği için tekrar asansöre binme sırası beklemek gerekiyor. Ve orta kata gelince tekrar yukarı çıkmak için asansör bileti sırası (bu sefer oraya kadar merdivenle çıkanlar da sıraya ekleniyor), sonra tekrar asansöre binme sırası derken insan canından beziyor 🙁
Bunca yorgunluktan sonra dünyanın en ünlü yapılarından birinde olmanın ve güzel Paris manzarasının keyfini çıkarmalısınız elbette. Dilerseniz şampanya başta olmak üzere her türlü içeceği satan bir bar var, orada zirvede olmanızı kutlayabilirsiniz 🙂 Ben gittiğimde yaşlı Avrupalı gruplar güle oynaya şampanya tokuşturuyorlardı çok tatlıydı.
İnerken ise kesinlikle merdivenlerden inmenizi tavsiye ediyorum, böylece aralarda durup etrafı değişik yüksekliklerden inceleme şansına sahip olabilirsiniz. İlk kattaki zemini camdan yapılmış alan (glass floor) kaçırmamanız gerekenlerden.
Eyfel Kulesi’nin ziyaret saatleri mevsimsel olarak değişse de genelde 09:30 – 23:00 arası diyebiliriz. Çevresinde birçok metro durağı var, ama kuleyi arkanıza alarak en güzel resimleri çekebilmek için 6 ve 9 nolu hatların Trocadero durağında inmeniz güzel olur. Akşam hava karardıktan sonra saat başı yapılan 5 dakikalık ışık şovunu izlemek için en uygun yer de yine burası, bu şovu bir kez mutlaka görün.
Bir diğer fotoğraf çekme yeri ise -özellikle hava güzelse- Eyfel Kulesi’nin önündeki park. Burada çimlere oturup yorgunluk atabilir ve kuleyi tutuyor/tepesinden bastırıyor gibi değişik şekillerdeki yaratıcı eğlenceli resimlerden çekebilirsiniz 🙂
Eyfel Kulesi’ne çıkmayı hem o kadar para verip hem de -özellikle bileti internetten alamadıysanız- sıra beklemek pahasına tavsiye eder miyim konusuna gelince; açıkçası ben sırada beklerken çok yoruldum ve artık çıktığımda “çok güzelmiş biraz daha kalayım” ile “çok yoruldum artık gitmek istiyorum” düşünceleri birbirine karışmıştı. Hangi durumlarda tavsiye etmiyorum;
- Paris gezisi için 3 gün gibi kısa bir zaman ayırdıysanız ve internetten bilet alamadıysanız çok fazla vakit kaybedeceğiniz için tavsiye etmiyorum. Paris’te gezilecek çok yer var ve bir tam gününüzü kuleye çıkmak için harcamak kötü bir planlama diye düşünüyorum. Beklemek, gezmek, dinlenmek şeklinde tamamını hesaba kattığımızda o gün başka yer gezmek için fazla enerjiniz kalmayacaktır.
- Aynı şekilde bileti internetten alamazsanız ve yaş, kilo, fiziksel rahatsızlık gibi durumlardan ötürü ayakta durmaya dayanıklı değilseniz çok eziyet olur, tavsiye etmiyorum.
- “Dünyanın en ikonik yapılarından birinin üzerindeyim” yerine “Ne var ya manzara işte” diye düşünecekseniz tavsiye etmiyorum 🙂 Ben sadece ‘o meşhur kulenin üzerinde/içinde olmak’ duygusunu özel bulduğum için çıkmak istemiştim ama herkes böyle düşünmeyebilir.
- Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama bütçeniz çok kısıtlıysa çıkmayabilirsiniz. Çok istediğiniz halde durum buysa, en ucuz bilet olan (10 Euro) ‘sadece ortaya kadar ve merdivenle çıkma’ biletini alın gitsin, herkes tepesine kadar çıkacak diye bir şey yok 🙂
Eyfel Kulesi manzaralı otel tavsiyesi arıyorsanız, aşağıdakiler en iyi görünenler arasında ve müşteri değerlendirmelerinde çok yüksek puan almışlar. Üzerlerine tıklayarak booking.com sayfasından resimlerini, yorumlarını ve aradığınız tarihteki fiyat bilgisini öğrenebilir ve beğenirseniz rezervasyon yapabilirsiniz.
Shangri La Hotel Paris (5 yıldız)
Pullman Paris Tour Eiffel (4 yıldız)
Citadines Tour Eiffel Paris (4 yıldız)
Ibis Paris Tour Eiffel (3 yıldız)
MUSÉE DU LOUVRE (LOUVRE MUSEUM – LOUVRE MÜZESİ)
12. yüzyılın sonlarında Fransız kralının ikameti için yapılan Louvre Sarayı, 1793 yılında müzeye dönüştürülmüş ve zaman içinde sanat koleksiyonu genişletilmiş.
Dünyanın en büyük ve yıllık 8 milyondan fazla ziyaretçisiyle en çok ziyaret edilen müzesi Louvre, özellikle Leonardo da Vinci’nin tablosu Mona Lisa’yı görmek isteyenlerin akınına uğruyor. Dünyanın en bilinen, hakkında en çok yazılıp çizilen, en değerli ve en ünlü tablosu Mona Lisa’yı görmek bile Louvre Müzesi’ne gitmek için yeterli bir sebep diyebiliriz.
Ama Mona Lisa’nın meşhur gülüşünü ve gözleriyle gerçekten sizi takip edip etmediğini yakından görmek istiyorsanız biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz; çünkü 500 yıllık eser kurşun geçirmez bir camın arkasında sergileniyor ve fazla yaklaşmaya izin verilmiyor. Zaten önü de her daim inanılmaz kalabalık. Bu şekilde ekstra koruma altına alınmadan önce, örneğin 1910 yılında, İtalyan bir sanatçıya ait eserin İtalya’da sergilenmesi gerektiğini düşünen bir misyonerin Mona Lisa tablosunu çalıp Floransa‘daki Uffizi Müzesi’ne satmaya (!) çalışması gibi ilginç olaylar da yaşanmış.
Evet Mona Lisa’nın burada olduğunu biliyoruz, peki Louvre Müzesi’nde mutlaka görülmesi gereken başka hangi eserler var? Dünyanın en büyük müzesi olduğunu söylemiştim, dolayısıyla öylesine gezerseniz asla bitiremeyeceğiniz için biraz notlar alıp nerelere gideceğinizi belirlemek faydalı olacaktır. Bazı örnekleri aşağıda sıraladım:
Eksi 1’inci katta Portrait of a Young Woman (Room 1), giriş katındaki Venus de Milo veya diğer adıyla Aphrodite (Room 16).
Birinci katta Mona Lisa (Room 6) ve karşısındaki dünyanın en büyük tablosu The Wedding Feast at Cana, yine birinci kattaki The Winged Victory of Samothrace (merdivenlere doğru), The Raft of the Medusa (Room 77) ve The Coronation of Napoleon (Room 75).
İkinci katta The Turkish Bath (Room 60).
Elbette mutlaka görülmesi gereken eserler bu kadarla sınırlı değil. Hem her kattaki en önemli eserleri (masterpieces), hem de ne olduklarını anlatan resmi web sitesini buradan inceleyebilirsiniz. Elimle koymuş gibi bulayım diyenler kat planlarının yer aldığı şu dokümanı çıktı alarak gerekli işaretlemeleri yapabilir. Masterpiece olarak kabul edilen eserler kat planlarına görsel olarak yerleştirilince çok başarılı olmuş.
Louvre Müzesi’nin kendisi kadar piramidi de ünlü, özellikle Dan Brown kitaplarını ve filmlerini sevenler, Da Vinci Code (Da Vinci Şifresi) isimli yıllarca en çok satan kitaplar listesindeki birinciliğini kaptırmayan romanda bu piramidin bahsinin sıkça geçtiğini hatırlayacaklardır. Gitmeden önce romanı okumaya fırsatınız olmayabilir, en azından filmi izlerseniz etrafı daha dikkatli incelemeniz açısından güzel olacaktır. Piramidi gündüz gözüyle gördüyseniz, akşam ışıklandırılmış halini ayrıca görmek için tekrar gitmenizi de tavsiye ederim.
Louvre piramiti 1989 yılında Louvre müzesinin ana girişi ziyaretçi sayısını kaldıramayacak hale gelince yapılmış ve ziyaretçilerin bir kısmının ana kapı yerine piramitten girmesi, böylece müzeye giriş yoğunluğunun dağıtılması amaçlanmış. Dünyaca meşhur olunca bizim hiçbir şeyi beğenmeyen Parisliler Eyfel Kulesi gibi piramite de kulp takmışlar tabii. Modern tasarımın Louvre Müzesi’ne yakışmadığı, piramitin antik Mısır’da ölüm sembolü olduğu, yapımında kullanılan cam panel sayısının 666 olduğu ve bunun satanizm imgesi olduğu gibi konuşmuşlar da konuşmuşlar. İnsanoğlu işte, ille şikayet edecek.
Eyfel Kulesi’nden sonra Paris’teki ikinci ‘uzun kuyruk’ imtihanınız olmaması için Louvre Müzesi biletinizi online almanız şiddetle tavsiye edilir, biletler burada.
Louvre Müzesi salı günleri ve 1 Mayıs, 15 Ağustos, 25 Aralık günleri kapalı, diğer günler ziyaret saatleri 09:00 – 18:00 arası. Çarşamba ve Cuma günleri saatler daha uzun, 21:45’e kadar açık. Bilet 17 Euro, kış döneminde (Ekim-Mart arası) her ayın ilk Pazar günü ücretsiz. Ben 2009 yılının Şubat ayında ilk defa Paris’e gittiğimde bir şekilde bu bedava güne denk gelmiş ve müzeyi gezmiştim, sonraki gidişlerimde ise tekrar bilet almadım. Sanırım Eyfel Kulesi çok yorunca bir kez daha sıraya girmek istemedim, ama hiç içine girmemiş birisi için tavsiye ederim. Elbette Eyfel Kulesi için saydığım ‘hangi durumlarda tavsiye etmem’ konusu benzer şekilde burada da geçerli, “Ne var ya tablo heykel işte” diyecek olma ihtimaliniz varsa girmeyebilirsiniz 🙂
Metronun 1 veya 7 nolu hatlarının Palais Royal – Musée du Louvre durağında inerek Louvre Müzesi’ne ulaşılabilir.
Henüz okumadıysanız lütfen PARİS GEZİLECEK YERLER yazımla devam edin.
Eyfel Kulesi & Louvre Müzesi Gezi Rehberi yazımı faydalı bulduysanız sosyal medyada paylaşabilir, yeni yazılarımdan haberdar olmak için Hayat ve Seyahat’in aşağıdaki hesaplarını takip edebilirsiniz.
Facebook: Hayat ve Seyahat
Instagram: hayatveseyahat
Twitter: hayatveseyahat
0 Yorum