Avusturya’nın kartpostal görünümlü masalsı kasabası Hallstatt’ın o meşhur fotoğraflarına bakıp “Ben de burayı dünya gözüyle görmeliyim” demeyen sanırım yoktur. İşte o büyük gün için Hallstatt gezisi planlarınızı yapmaya başladığınızda, birbirinden güzel manzaralara ek olarak nerelere gidip neler yapabileceğinizi Hallstatt gezilecek yerler & Hallstatt’ta ne yapılır yazımda size listeleyeceğim.
Eğer “Hallstatt’ı gezmek istiyorum ama nasıl gidilir önce onu bulmam lazım” noktasındaysanız HALLSTATT’A NASIL GİDİLİR yazımı, “Bir de Bled Gölü varmış ona çok iyi diyorlar, gitmişken Hallstatt’la birlikte görsem harika olur” diyorsanız AVUSTURYA SLOVENYA GEZİSİ NASIL PLANLANIR yazımı ve Hallstatt’la birlikte görme ihtimalinizin çok yüksek olduğu Salzburg için Salzburg yazılarımı okumanızı öneririm.
İlgili yazılarda ismi geçen yerlerle ilgili otel tavsiyeleri de bulacaksınız. Salzburg merkezindeki tüm otelleri incelemek ve booking.com üzerinden fiyatları ile müşteri değerlendirmelerini görerek rezervasyon yapmak için tıklayın.
Hallstatt’ı Asyalı turistlerin biraz fazla sevdiklerini ve bu sevme işini Çin’e Hallstatt köyü kopyası yapacak kadar ileri götürdüklerini bahsettiğim diğer yazılarımda söylemiştim. O yüzden her yerde Asyalı turist görecek ve her saniye fotoğraf çekmeye de bayıldıkları için sonu gelmeyen garip hal ve hareketlerine muhtemelen gıcık olacaksınız. Önden kendinizi bu kalabalığa hazırlayın ki durumu gördüğünüzde sinirlenip kendi kendinizi yıpratmayın.
Asyalıların ve biz Türklerin aksine Hallstatt, Avrupalıların pek umrunda olan bir yer değil. En az 10 tane Alman arkadaşıma oraya gideceğimi söyleyip tepkilerini test ettim ve hiçbiri Hallstatt diye bir yerin varlığından haberdar bile değildi 🙂 Anca UNESCO mirasında olduğunu söyleyince “Aaa öyle miymiş” diye biraz ilgilerini çekebildim. Avrupalı arkadaşlarınız varsa Hallstatt’ı hiç duymamış olabilir ve sizin Hallstatt’ın güzelliği ile ilgili heyecanınıza ortak olamayabilirler yani, çok da ‘şey etmeyin’.
Şimdi Hallstatt’ta yapılacaklar listesine başlayalım.
- Hallstatt Gölü’nün keyfini çıkarın
Hallstätter See (Hallstatt Gölü), bütün Hallstatt fotoğraflarında gördüğünüz göl oluyor, dolayısıyla manzara noktaları için göl çevresinde keyifli bir tur atmak şart. Benim de bu yazıda paylaştığım meşhur noktayı bulmak için gitmeden önce fotoğraflara bakın, sonra oradayken fotoğraf karesinin en önemli öğesi olan tepesi sivri kiliseye bakarak hangi yönde yürüyeceğinizi bulursunuz 🙂
Kilise demişken yüzeysel bilgilerle yetinmeyelim, kilisenin ne olduğunu da kısaca söyleyeyim. İsmi Evangelische Pfarrkirche Hallstatt veya Christuskirche olarak geçiyor. 1785 yılında yapılan kilise Hallstatt’ın simge yapılarından biri olarak koruma altına alınmış; yani değiştirilmesi veya zarar verilmesi yasaklanmış. Dilerseniz içini de gezebilirsiniz.
Yürüyüşünüz boyunca göldeki kuğuları selamlarken birbirinden şirin hediyelik eşya dükkanlarına bakmayı unutmayın. Her ne kadar ‘Avrupalılar öyle şey yapmaz’ diye düşünmek istesek de Hallstatt esnafı bölgeye olan aşırı turist ilgisini haliyle değerlendirmek istemiş ve hediyelik eşya fiyatları yüksek, ama sonuçta bakmak parayla değil 🙂
Elektrikli botlarla göl turu yapmak da bir başka alternatif, yarım saatlik bot turu fiyatı bot başına 12 – 15 Euro aralığında. Bu seçeneği kış ayları için atlamak durumunda kalacağınızı da ekleyeyim, yalnızca bahar ve yaz ayları için bot turları yapılıyor. Bana göl çevresi yettiği için bu turu yapmadım ama ilginizi çekiyorsa ve fiyatı çok gelmediyse siz yapın derim.
Hallstatt’ta nerede yemek yenir derseniz göl boyunca manzaralı restoranlar bulunuyor, örneğin Restaurant am See veya Bräugasthof en iyi konumda bulunan restoranlar arasında.
Bütçeniz kısıtlıysa manzaralı restoran olayından uzak durabilirsiniz tabii, onun da alternatifini birazdan yazacağım.
- Marktplatz’da gezinin
Hallstatt Gölü çevresindeki gezinizden sonra ara sokakları keşfederek Marktplatz’a varın. Burası Hallstatt’ın merkezi oluyor ve hem meydanı çevreleyen evlerin görüntüsü hem de etraftaki mağazalar ve restoranlarla keyifli vakit geçireceğiniz bir yer. UNESCO Dünya Mirası listesinde bile bulunuyormuş.
Aralık ayında Hallstatt gezisi yapıyorsanız Hallstatt Christmas Market de burada kuruluyor. Hallstatt’ın karlarla kaplı yılbaşı öncesi halinin ne kadar harika olacağını tahmin bile edemiyorum, umarım üçüncü Hallstatt ziyaretimi planlayıp bu döneme getirebilirim.
Az önce bahsettiğim göl kenarındaki restoranlar pahalı geldiyse Marktplatz’ta gezerken tanıdığımız lezzetleri kucaklayıp Karmez Kebap isimli büfeye yönelebilirsiniz. Hallstatt’ın en merkez yerine kurulmuş bu Türk kebapçıdan dürüm ve içecek aldığınızda kişi başı 6 – 7 Euro civarına yeme içme konusu hallolur. Ben yedim, tadı gayet güzeldi. Alkol kullanıyorsanız dükkanların birinden Hallstatt birası Das Bier alıp manzaraya karşı yudumlamak da iyi fikir.
Hallstatt’a gelen herkesin minimum yapacağı kısmı bitirdik, ancak bu büyülü kasabanın size sunacakları bununla sınırlı değil. Öyleyse başka neler varmış onlara bakalım.
- Skywalk Hallstatt’a çıkın
Hallstatt kasabasının güzelliğini 360 metre yukarıdan sunan bu seyir noktasına çıkmazsanız, Hallstatt’ta görebileceğiniz en güzel manzaraların göl çevresinde olduğunu düşünebilirsiniz. Oysa az önce ne demiştim; Hallstatt’ın size sunabilecekleri bununla sınırlı değil 🙂
Dünya mirası (World Heritage View) olarak listelenen bu manzaraya ulaşmak bu sefer ne yazık ki ücretli; teleferik bileti almak gerekiyor. Teleferik için gidiş dönüş bilet ücreti 18 Euro. 4-15 yaş arası çocuk bileti yarı tarife, öğrenci bileti (kimlik götürün) 16.5 Euro. Aile biletleri de var birkaç Euro kazançlı oluyor. Teleferiğin çalışma saatleri sabah 9:00 itibarıyla başlıyor, Nisan – Eylül ayları arası 18:00’e ve diğer zamanlarda 16:30’a kadar.
Teleferiğe binmek için onca para verdikten sonra bir teras noktasına çıkıp manzara izleyecek ve sonra geri döneceksiniz gibi düşünmeyin, gezebileceğiniz gayet büyük bir doğal alan bulunuyor. Benim gibi yaz aylarında giderseniz etrafınızdaki yeşilin büyüsü, karşınızdaki Avusturya Alpleri’nin ihtişamı ve çevresinde keyifle yürüdüğünüz Hallstatt Gölü’nün ayaklarınıza serilen mavilikleri size bir kez daha “İyi ki gelmişim” dedirtecektir, şahsen benim için öyle olmuştu.
Tabii Skywalk alanına çıkmak için teleferik bileti alacaksanız, çıkacağınız yerdeki tuz madenlerini (Salzwelten) de işin içine dahil edip kombine bilet almanız daha mantıklı olur, ben de öyle yapmıştım. Öyleyse şimdi tuz madenlerine bakalım.
Bu arada, kısa bir mola vermek için manzarayı en güzel izleyebileceğiniz restoran olan Rudolfsturm öneriliyor. Yemekler pahalı gelirse Avusturya klasiği olan Kaffee – Kuchen (kahve – pasta) ikilisini yaparak manzaralı molanızı daha ucuza getirebilirsiniz.
- Tuz madenlerini (Salzwelten) gezin
Dünyanın en eski tuz madeni gezisinde Salzberg Dağı’nın derinliklerine giriş yapıyorsunuz. Bu arada dikkatinizi çektiyse Salzwelten, Salzberg gibi hep bir ‘Salz’ kelimesi geçiyor; tahmin ettiğiniz gibi Almanca’da tuz demek kendisi 🙂 Birebir Almanca karşılıklarına bakarsak Salzwelten = Tuz Dünyaları, Salzberg = Tuz Dağı. Tabii meşhur şehrimiz Salzburg’u da unutmamak lazım, anlamı Tuz Kalesi.
Tuz madenlerine girmek ne yazık ki pek ucuz değil; teleferik gidiş dönüş biletiyle birlikte toplam yetişkin bileti 34 Euro, 4-15 yaş arası çocuk bileti yarı tarife, öğrenci 31 Euro. Aile biletleri de yine birkaç Euro kazançlı oluyor. Demek ki tam bilet için teleferik biletinin üzerine kişi başı 16 Euro daha eklemek gerekiyormuş. Bütçeniz ve vaktiniz çok kısıtlı değilse yine de tavsiye ederim, ben ilginç bulmuştum.
Madeni gruplar halinde rehberli turla geziyorsunuz, öyle kendi başına takılmaca yok. Bölümleri video gösterileriyle anlatıyorlar, tren gibi bir şeye binip yolculuk yapıyorsunuz ve sonra madencilerin kullandığı 36 metrelik kaydıraktan kayıyorsunuz, tam da o sırada yukarıda kurulmuş bir kamerayla fotoğrafınızı çekiyorlar. Son derece eğlenceli 🙂
Tuz madenlerini gezmek istiyorsanız aklınızda bulundurmanız gereken bazı önemli şeyler var. Birincisi; madenlerin ısısı yılın her döneminde 8 derece olduğu için öyle çok yazlık kıyafetlerle gitmeyin. Aslında üstünüze kıyafet veriyorlar ama içinizde bir kat daha kendi sıcak tutan kıyafetinizin olması iyi olur. İkincisi ise ayakkabı; hem tur boyunca yürüyeceğiniz yol birkaç kilometre olduğu için rahat olan, hem de bahsettiğim düşük sıcaklık nedeniyle kapalı bir ayakkabı giymelisiniz terlik filan olmaz.
Skywalk denilen manzara noktasını ve tuz madenlerini özetlersek; ikisine aynı teleferikle çıkıyorsunuz. Teleferik bileti aynı zamanda Skywalk bileti oluyor, tuz madenlerini ise üzerine ekleyebiliyorsunuz.
- Beinhaus’u (Kemik Evi) görün
Hallstatt Kemik Evi aslında kulağa biraz sevimsiz gelebiliyor, ama ben yine de ilginç bir ortam olabileceğini düşünerek gitmiştim. Gerçekten son derece ilginç ve tuz madeni gibi kemik evinin de dünyada eşi yokmuş. Nasıl olsun ki, içeri giriyorsunuz ve önünüzde çeşitli figürlerle süslenmiş yüzlerce kafatası duruyor!
Kemik evi 12. yüzyıldan beri varmış, Hallstatt’taki mezarlık yeri sınırlı olunca ölen kişilerin kafatasları ve kemikleri öldükten 10 – 15 yıl sonra çıkarılarak boşalan mezar yerine yeni kişiler gömülüyormuş. Çıkarılan kafatasları ise ressamlar tarafından çeşitli figürlerle süsleniyormuş ve bu durum bir 1700lü yıllardan itibaren gelenek halini almış.
Kemik evine son kafatası 1995 yılında getirilmiş, vasiyetinde belirten insanlar için hala burada ‘sergilenme’ imkanı varmış. Fakat günümüzde birçok insan öldükten sonra yakılmak istediği için mezarlıktaki yer problemi büyük bir sorun olmaktan çıkmış ve kafatası geleneği de böylece bitmiş.
Hallstatt Beinhaus bilet fiyatı 1.5 Euro, çocuk 50 cent. Gidip bakmaya değer. Girişte Türk olduğunuzu söylerseniz Türkçe açıklama kağıdı veriyorlar.
- BONUS: Dachstein’a gidin
Hallstatt’ın özellikle teleferikle çıktığınız yerdeki manzarasına doyamadıysanız, arabayla 15 dakika mesafedeki Dachstein’a gidebilirsiniz. Dachstein Ice Caves (buz mağaraları) ve manzara noktaları vaktiniz ve bütçeniz varsa görülmeye değer. Ben 2009 yılında Avusturya’da yaşarken gitmiştim ve ilk defa böyle bir doğa turu yaptığım için acayip etkilenmiştim. Ayrıca Temmuz ayında kar görmek son derece sıradışıydı.
Bilet fiyatları neyi dahil ettiğinize göre değişiyor ama gitmişken her yerini görüp çıkayım derseniz kişi başı 50 Euro’ya kadar uzanıyor. Daha yüksek noktada olduğundan, göreceğiniz doğa manzaraları Hallstatt’takinden daha bile güzel 😉 Hiking (doğa yürüyüşü) yapacağınız ve yüksekteki serin noktalarda olacağınız için ona göre giyinmeyi unutmayın.
Hallstatt gezilecek yerler & Hallstatt’ta ne yapılır yazımı faydalı bulduysanız sosyal medyada paylaşmayı, yeni yazılarımdan haberdar olmak için Hayat ve Seyahat’in aşağıdaki hesaplarını takip etmeyi unutmayın! 🙂
Instagram: hayatveseyahat
Facebook: Hayat ve Seyahat
Twitter: hayatveseyahat
0 Yorum