
Eğlence açısından İngiltere‘nin başkenti Londra‘da seçenekler çok çeşitli ve geniş, bu yüzden keyfinizce vakit geçirmek için Londra’nın gayet yerinde bir tercih olduğunu söyleyebiliriz. İngilizler eğlenceye ve içkiye düşkün olduklarından şehirde çok sayıda pub ve gece kulübü yer alıyor, dolayısıyla Londra gece hayatı oldukça hareketli. Aynı zamanda Londra, tam anlamıyla bir festivaller şehri..
Londra’da kısa bir süre yaşamış ve sonra defalarca ziyaret etmiş biri olarak bu yazımda stand-up şovları (comedy club), pub & club ve Londra festivalleri hakkında bilgiler vermeye çalışacağım. Ayrıca İngiliz kızları ve erkeklerinden de bahsedeceğim 🙂
Önemli bir not; Londra Avrupa’nın en turistik şehirlerinden biri olduğu için istediğiniz gibi bir konaklama imkanı bulmak için erken davranmalısınız. Londra’da otel seçiminde dikkat edilmesi gerekenlerle otel tavsiyeleri için LONDRA’DA NEREDE KALINIR? yazımı okuyabilirsiniz. Londra’daki otellerin tamamını ve yorumlarını inceleyerek indirimli fiyatlarıyla rezervasyon yapmak için tıklayın.
Londra’daki gece kulüplerinden bahsetmeden önce, İngilizce’niz yeterliyse mutlaka bir Comedy Club‘a gitmenizi tavsiye ederim. Soho bölgesindeki The Comedy Store London veya The 99 Club‘ı deneyebilirsiniz. İngilizce’niz çok iyi olsa da bazı kısımlarda esprileri kaçırmanız mümkün, çünkü yalnızca İngiliz veya Londralıların anlayacağı türden yerel hikayeler de anlatılıyor; ama turistik ortamlardan uzaklaşarak gerçek bir Londralı gibi hissetmek için iyi bir fırsat. Bilet fiyatları genelde 15 – 20 pound arası, internetten alımlarda indirim uygulanabiliyor. Güncel programları ve detaylı bilgiler için: The Comedy Store ve The 99 Club
Londralılar iş çıkışı publara gider, içkisini yudumlayarak sosyalleşir ve öyle evlere dağılırlar. Özellikle Londra’da havanın güzel olduğu nadir zamanlardan birine denk gelirseniz, Thames Nehri kıyısındaki mekanların dışarıdaki masalarının çok kalabalık olduğunu görürsünüz. Pubların gece kulüplerinden en büyük farkı, gündüz açılıyor ve genelde gece yarısına kalmadan, yani erken kapanıyor olmaları.
Genelleme yapmak her zaman doğru olmaz ama, Londra gece hayatından detaylı bahsetmeden önce, her iki cinsten karşılaşmanız en muhtemel insanları biraz anlatmaya çalışayım.

İngiliz basını, İngiltere sokaklarında sık rastlanan bu tarz sarhoş görüntülerini zaman zaman internet sitelerinde yayınlıyor.
Erkekleri ilgilendiren kısımdan başlarsam, gece dışarı çıkıp ‘bakınmaya’ niyeti olan erkekler için Londra’nın oldukça doğru bir adres olduğu söylenebilir. Çünkü İngiliz kızları genelde kolayca yakınlaşıp cinselliği de rahatça yaşarlar. Çok fazla alkol aldıkları için ertesi gün uyandıklarında gece ne yaptıklarını hatırlamazlar, hatırlasalar da kafaya takmazlar zaten. Gece mekandan geç ayrılacaksanız çok içtiği için yürüyemeyen, ağlayan, bağıran, kusan, hatta çişini yapan kızları sokaklarda görmeniz mümkün. O yüzden kız o seviyeye gelip çirkinleşmeden iletişimi kurmanız faydalı olabilir 🙂 Eğer sizi beğendiyse çok fazla şey yapmanıza gerek kalmaz zaten hazırdır; ama kararsızsa biraz güzel şeyler söyleyip incelik göstermeniz yeterli olabilir, çünkü İngiliz erkeklerinden böyle bir nezaket görmeye çok alışkın değiller ve bu durum hoşlarına gidebilir. İngiliz kızları güzel mi diye sorarsak, tabii çok fazla içki içmekten kaynaklı genel bir etli butlu olma durumu var, malum ki bayan bünyesi o kadar alkolü eritemiyor (alkol = karbonhidrat, kalori, göbek vs.). Ama yüzleri ve özellikle gözleri güzel oluyor bence.

Kadınlar gayet rahat şekilde “tavana sütyenlerini fırlatma” yarışmasına katılıyorlar, erkek arkadaşları da gülerek destekliyor. İlginç ortamlar var 🙂
Şimdi biraz İngiliz erkeklerinden bahsedeyim. Yukarıda bahsettiğim şekilde kültürün bir parçası olmuş ‘serbestlik’ nedeniyle; bir İngiliz erkekle bakışır, dans eder veya yakınlaşırsanız gecenin sonunda mutlaka onunla birlikte gelmenizi bekleyecektir. Önce ilgi gösterip sonra daha fazla ileri gidemeyeceğinizi düşünerek kaçarsanız bu onun çok yabancı olduğu bir şey olur yani. Böyle bir şey sezerse iki dakika sonra sizi unutup hemen yanınızdaki başka kızlarla samimi olmuştur bile 🙂 Çünkü dediğim gibi, onlar için seks gayet kolay elde edilen bir şey ve bunun için uzun uzadıya uğraşacak tahammülleri yok. O yüzden yanlarındaki kadına prenses muamelesi yapmazlar, fazla beklentiye girmeyin. İçkinizi gidip almazlar, ben ödeyeyim mi, burada yer varmış oturmak ister misin, lavaboya seninle geleyim mi, çıkıp biraz hava alalım mı gibi kibar şirin cümleleri pek kurmazlar. Evet, maalesef durum bu.. İyi haber, yanımdaki kadına ne baktın kavgası asla çıkmayacak çünkü o kadar önemli değilsiniz onun için 🙂 Zaten çok içip sarhoş oldukları halde, birbirlerine laf atıp küfürleşseler dahi fiziksel şiddete başvurmuyorlar (sanırım adam tartaklamanın cezası ağır). Ben hiç görmedim en azından.
Gelelim disko ve barlara. Londra’da her köşe başında ve istemediğiniz kadar eğlence mekanı bulabilirsiniz, ben kendi tecrübelerimden yola çıkarak birkaç tanesi hakkında ipuçları vermeye çalışacağım. Bahsedeceğim mekanlar hakkında farklı görüşleri olanlar veya en güzel mekanı söylememişsin gibi eksik bulanlar olabilir, sonuçta herkesin eğlence anlayışı ve kişisel zevkleri farklı ve ben sadece biraz fikir vermeye çalışıyorum. Görüşlerinizi yorum olarak veya doğrudan bana yazabilirsiniz.
Genel konuşursak saat 22:00 gibi gece kulüplerine giriş yapabilirsiniz, mekana göre biraz daha erken veya geç hareketlenebilir tabii. Erken saatlerde gidince, indirimli veya ücretsiz giriş gibi avantajlarınız olabilir. Pasaportunuzu yanınıza almanız gerektiğini unutmayın, özellikle küçük görünüyorsanız kaç yaşında olduğunuzu görmek isteyeceklerdir. Çoğu zaman giriş için 18 ve bazı yerler için 21 yaş ve üzerinde olmalısınız.
Oldukça hareketli bölgelerden biri Soho. Zaten çok merkezi olduğu için yakınından geçeceksiniz, o yüzden akşam vakti bir tur atabilirsiniz. En yakın metro durakları Piccadilly Circus, Oxford Circus, Tottenham Court Road ve Leicester Square (Soho, bu dört durağın ortasında kalan alan gibi düşünülebilir), herhangi birinde inip kısa bir yürüyüşle ulaşmak mümkün.
Soho, ‘gay bölgesi’ olarak da biliniyor, çokça gay club var. Benim birkaç kez gittiğim Freedom gece kulübünü önerebilirim. Alt katında dans için direkler var ve bazen karaoke de yapılıyor. Fiyatları uygun olan eğlenceli bir yer yani. Bu arada; ben kız olarak da gidebildiğime göre, yalnızca gayler girebilir gibi bir kural olmadığını anlamışsınızdır 🙂
“Gay club beni çok sarmıyor ama yine de Soho’ya gitmek istiyorum” diyenlere Bitter Sweet, The O Bar ve Bar Soho‘yu önermiş olayım.
Diğer bölgelerde neler var, onlara da bakalım.
Heaven: Dünya’nın en ünlü gay clublarından biri olan Heaven’a gittiğim gece benim için gerçekten hayatımın en ilginç gecelerinden biriydi. İlginçlik kapıda başlıyor, görevliler çantanızda sakız var mı diye kontrol ediyorlar. Evet sakız! Meğer içeride ekstasy kullanılmasını önlemek içinmiş; çünkü madde kullananlar, sonra çeneleri kilitlenmesin diye sakız çiğnermiş. İçerisi ise, öncelikle birden fazla dans pisti ve müzik olmasıyla eğlenceli bir yer, sadece gay görmeye filan gitmiyorsunuz yani. Ama armut koltuklarda gaylerin elele film izledikleri ilginç odalar barındırması ve genel atmosferiyle normal bir gay clubtan bence farklı. İncelemek isterseniz web sitesi burada. En yakın metro durağı: Charing Cross. Trafalgar Square’in yakınında.
Tiger Tiger: Benim gibi dans etmeyi çok sevenler için uygun fiyatlı güzel bir club, ben çok kez gittim. Erkek grupları için kötü haber, damsız girmek biraz zor olabilir. Tabii giyim kuşama ve görüntüye bakarak bazen bu kuralı pas geçebilirler, şansınıza kalmış. Benim en sevdiğim tarafı ise, birden fazla dans pisti var ve en sevdiğiniz müziklerin olduğu kısmı seçmek mümkün. Ayrıca fiyatları yüksek değil. 00:00 – 03:00 saatleri arası gidilebilir. En yakın metro durağı: Piccadilly Circus.
Zoo Bar & Club: Pazartesi – Perşembe arası “öğrenci geceleri” oluyor, genç ve kıpır kıpır bir kitle var. Diğer günleri de güzel, yine öğrenci ve turist ağırlıklı. Uygun fiyatlı eğlenceli bir mekan. En yakın metro durağı: Leicester Square

Mekana göre değişmekle birlikte, bayanlar için elbise-topuklu ayakkabı ve erkekler için spor-şık bir görünüm, içeri kolayca alınmak açısından genelde faydalı olabilir.
Bar Salsa: Adından anlaşılacağı üzere, özellikle latin müziklerini sevenler için güzel bir yer. Erken saatlerde restoran olarak hizmet veriyor, sonrasında salsacılar kendini piste atıyor 🙂 En yakın metro durakları: Tottenham Court Road, Leicester Square
O’Neills: Burası aslında Irish pub, ama gece geç saatlere kadar lisansları var (02:00’ye kadar sanırım). Büyük bir yer ve dans edecek yeteri kadar alan var, bazen canlı müzik ve performanslar da yapılıyor. İrlanda konseptli olunca haliyle Guinness birası var, sevenler için eklemiş olalım 🙂 En yakın metro durakları: Oxford Circus, Piccadilly Circus, Leicester Square.
Fabric: House, tekno ve elektro müzikleri sevenler için süper seçim. Bir yerde eğlendikten sonra ikinci mekan olarak uğranabilir çünkü gece 01:00 – 02:00 civarından itibaren hareketleniyor. Katı kıyafet kuralları yok ama yine de çok spor giyinip gitmeyin. En yakın metro durakları: Farringdon Station, Barbican Station
Press Club: Hafta içi gitmeyin, boş oluyor. Cuma gecesi için gidilebilir, sıkış tepiş olmayan bir mekanda arkadaşlarınızla güzel vakit geçirirsiniz. Cumartesi gecesi ise işler değişiyor, giriş için sırada beklemek ve kapıdan çevrilmek gibi ihtimallere hazırlıklı olun. Erkekler için damsız girmek zor, ama girebilirseniz içeride iyi DJler ve iyi müzikle güzel bir gece geçirebilirsiniz. Normalde 20 pound gibi bir giriş ücreti var, ama erken giderseniz veya ‘guestlist’ dedikleri rezervasyon listesine isminizi yazdırırsanız ücretsiz giriş, içecek ikramı gibi avantajlarınız olabilir. Özellikle kalabalık bir grupla gidecekler mutlaka isim yazdırmalı, şuradan Book Guestlist bağlantısını deneyin. En yakın metro durakları: Piccadilly Circus, Leicester Square
Boujis: Biraz sosyetik ve pahalı, ama içerideki eğlence buna değiyor. Rihanna, Paris Hilton, Will Smith gibi ünlülerle karşılaşma ihtimaliniz bile var 🙂 Cuma veya Cumartesi gidecekseniz kapıda uzun bir kuyruk ve görünümünüz ile kıyafetinize göre değişecek bir muamele görebilirsiniz. Bayanlar için elbise-topuklu ayakkabı ve erkekler için gömlek-çok spor olmayan pantolon&ayakkabı öneririm. Bence en ideali perşembe gecesi gitmek; hem güzel bir kalabalık hem de eğlenebileceğiniz müzik var. En yakın metro durağı: South Kensington
Dstrkt: Londra’nın en seçkin gece kulüplerinden biri. İçerideki dans pisti çok büyük olmadığı için kapıda oldukça seçici davranıyorlar. Cuma veya Cumartesi geceleri için şansınızı deniyorsanız, kapıdan çevrilme ihtimalini göz önünde bulundurarak mutlaka alternatif bir planınız olsun. Girebilirseniz içerideki müziği ve sizin gibi klas insanları seveceksiniz 🙂 En yakın metro durağı: Piccadilly Circus
Londra gece hayatı fiyatları olarak giriş ücretleri ve içki fiyatlarından da konuşalım. Orta halli bir kulübe gittiğinizde 5 – 10 pound gibi bir giriş ücreti ödeyebilirsiniz, lüks yerlere gittiğinizde ise bu ücret 20 – 25 pound’a çıkar. Giriş ücretiyle orantılı 1 – 5 pound arasında vestiyer ücretiniz olabilir. Bayanlara, erken saatlerde gidince veya rezervasyon yapınca ücretsiz giriş imkanı sağlanabilir. Bira 5 – 7 pound, bardak vodka 10 – 14 pound ve vodka şişe açtırayım derseniz 200 – 300 pound civarı ödersiniz (ortalama).
LONDRA FESTİVALLERİ
Londra için “festivaller şehri” demek yanlış olmaz; şehrin her tarafında her an bir etkinliğe denk gelebilirsiniz. O yüzden görüp duyduğum ve dikkatimi çeken bazılarını sıralamaya çalışacağım. Önce sokak etkinliği şeklinde gerçekleşen, yani ücretsiz görebileceklerinize bakalım.
17 Mart’ta kutlanan St. Patrick’s Day için kutlamaların bir hafta boyunca sürdüğünden Dublin yazımda bahsetmiştim. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Londra’da da bu gün için kutlama ve yürüyüşler yapılıyor. Genelde 17 Mart’tan önceki pazar günü ve Trafalgar Square’de başlayan etkinlikler, Dublin’e gidemeyenler için alternatif olabilir. Yeşillere bürünmeyi unutmayın 🙂
Mayıs ayının ikinci pazar günü Covent Garden’da, kuklaların oynatıldığı, daha çok çocuklara hitap etse de rengarenk ve eğlenceli olduğu için denk gelinirse görülmesi gereken May Fayre and Puppet Festival yapılıyor.
Haziran’ın son haftası, transeksüellerin partisi olarak bilinen Pride in London festivali düzenleniyor. Merkezi, tahmin edersiniz ki Soho. Binlerce trans bireyin kostümlerle sokakta şovlar, gösteriler ve yürüyüşler yaptığı festival ilginç bir deneyim olabilir, denk gelirseniz kaçırmayın. Web sitesi burada.
Şimdi sıkı durun. Temmuz ayında Turkish Festival adında bir Türk festivali düzenleniyor 🙂 Türk yemekleri, tatlıları, biraları, müziği ve Türkiye’ye özgü birçok şeyi görebileceğiniz festivalde tabii ki etrafta bir sürü Türk oluyor. Ben 2010 yılında katılmıştım ve pazar günü arkadaşlarla pikniğe gelmişiz tadında çok keyifli geçmişti benim için. En yakın durak London Bridge.
Ağustos sonunda düzenlenen Avrupa’nın en büyük sokak festivali Notting Hill Carnival, Londra’daki festivallerin en kapsamlı ve en meşhur olanı. Muhteşem karnaval kostümleriyle samba yapan, dans eden, çeşitli şovlar düzenleyen ve genelde Afrika kökenli göçmenlerden oluşan insanları karnavalın devam ettiği iki gün boyunca mutlaka izlemek lazım. Zaten karnaval, Londra’da yaşayan Karayipliler tarafından başlatılmış ve başladığı 1960’lı yıllardan bugüne, hep siyahi insanların katılımı daha yüksek olmuş.
Londra’da gece hayatında artık normal karşılanan sokaklara kusma, işeme gibi olaylar karnaval sırasında çok daha erken saatlerde başlıyor ve caddeler resmen çöplüğe dönüyor. Çünkü içki (hatta esrar) su gibi tüketiliyor ve insanlar deliler gibi eğlenmek için ne gerekiyorsa yapıyor 🙂 Çok fazla yankesicinin etrafta olduğunu göz önünde bulundurup değerli eşyalarınıza dikkat etmenizde fayda var.
Karnaval, Notting Hill filmine ismini veren bölgede düzenleniyor ve en yakın metro durağı Notting Hill Gate. Festival takvimini, after-party’leri ve merak ettiğiniz tüm bilgileri web sitesinde bulabilirsiniz.
Eylül ayı boyunca Thames Nehri üzerinde birçok aktivitenin yapıldığı Thames Festival gerçekleşiyor. Etkinlikler için web sitesi burada.
Şimdi de bilet alarak katılabileceğiniz festivallerden bazılarına bakalım.
Mayıs ayında (her yıl farklı ayda yapılıyor olabilir) London Turkish Film Festival düzenleniyor. Bilgi için web sitesi burada.
Temmuz ayında hiphop, R&B ve dans müzikleri ağırlıklı konserlerin olduğu Wireless Festival düzenleniyor. Detaylar ve biletler burada.
Ağustos’un başında düzenlenen müzik festivali Wilderness aslında Oxford’da, ama festival zamanı düzenlenen ek seferler ile kolayca ulaşım sağlanıyor. Bizdeki Rock’n Coke gibi çadırda kalmalı bir konsepti var. Sitesi burada.
Ağustos’taki dans müzik festivali South West Four şehrin kuzeyinde zone 2’de yer alan Clapham Common’da yapılıyor. Sitesi burada.
Not: Yazıdaki resimlerin çoğu internetten alıntıdır, kendi clubber resimlerimi koymayayım dedim 🙂
İngiltere ve Londra hakkında bilgiler, İngiltere vizesi, Londra’da görülmesi gereken yerler, otel tavsiyeleri ve daha fazlası için İngiltere kategorisindeki diğer yazılarımı okumayı unutmayın.
Yazımı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşabilir, yeni yazılarım ve seyahat ipuçlarımdan haberdar olmak için Hayat ve Seyahat‘in aşağıdaki hesaplarını takip edebilirsiniz.
Facebook: Hayat ve Seyahat
Instagram: hayatveseyahat
Twitter: hayatveseyahat
Arda
22 Haziran 2021, 10:39Cook teşekkür ederim