
Günümüzde 8 milyon nüfusuyla küçük bir ülke olan Avusturya, aslında köklü bir tarihe sahip ve 15. yüzyılda Avrupa’nın en güçlü ülkesi olmayı dahi başarmış. Böyle olunca başkent Viyana’nın, güçlü soylular tarafından yaptırılan birbirinden güzel saraylara sahip olması kaçınılmaz olmuş. Tarihe tanıklık etmiş Viyana sarayları, Viyana gezisi sırasında en çok beğeneceğiniz yerlerden olacak.
Bu yazımda Hofburg, Schönbrunn ve Belvedere Sarayları hakkında bilgiler verip ulaşım, bilet ücreti, tarihçe gibi her konuda bu görkemli binalar ile bahçelerini tanımanıza yardımcı olmaya çalışacağım. Açıkçası Türkçe kaynaklarda pek tatmin edici bilgi bulamadım; her yerde Habsburg hanedanlığı, Sisi, Maria Theresia filan denmiş de bunlar kim ve konu nasıl oraya gelmiş anlatılmıyor. Mesela ‘Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler’ sözü Fransa’da söylenmiş ama bunu diyen Avusturyalıymış, bu ikisinin bağlantısı ne gibi kafalarda soru işaretleri kalıyor. Yani yazan kişiler iyi niyetle bilgi vermeye çalışmışlar ama bilgiyi bir yerlerden alıp kendileri bile çok anlamamışlar. O yüzden ben İngilizce ve Almanca çok sayıda kaynaktan araştırma yaparak önce kendim anladım, sonra da size sıkıcı olmayacak şekilde gerekli noktalardan bir özet yapmaya çalıştım.
Sarayları gezmek ücretli mi sorusu haklı olarak ilk aklınıza gelen şey olacak. Saraylara gidip çevresinde ve bahçelerinde dolaşmak -neyse ki- ücretsiz. Sarayların (yani binanın) içine ve bazı özel bölümlere girmek isterseniz o zaman bilet ücreti söz konusu oluyor, yazı boyunca ilgili biletlerden bahsedeceğim. Viyana saraylarını gezi planımıza nasıl dahil ederiz ve Viyana’da görülecek başka nereler var diyorsanız VİYANA GEZİLECEK YERLER yazım sizindir. Ayrıca geziniz kesinleştiği anda kalacağınız yeri ayarlamanız gerekiyor, Viyana otelleri ve yorumlarını inceleyip booking.com üzerinden indirimli rezervasyon yapmak için tıklayın.
Viyana Sarayları
HOFBURG WIEN (HOFBURG PALACE)
13. yüzyılda inşaatına başlanan ve yüzyıllar boyunca sürekli genişleyerek büyüyen Hofburg Sarayı, Habsburg Hanedanlığı başta olmak üzere birçok soylu aileye ev sahipliği yapmış ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun daha çok kışlık sarayı olarak kullanılmış. Günümüzde ise devlet binası ve müze olarak hizmet veriyor.
Viyana gezi yazıları okuduysanız Habsburg Hanedanlığı’nı mutlaka duymuşsunuzdur, ne olduğu genelde anlatılmadığı için kısaca açıklayayım. Önce hanedan ne demek; hükümdar ve devlet adamlarının dahil olduğu geniş nüfuzlu sülale anlamına geliyor. Örneğin Osmanlı Hanedanı dediğimizde Osmanlı devletini yüzyıllarca yöneten ve Osman Bey ile başlayan sülaleyi kastediyoruz. Habsburg Hanedanı (veya Habsburg Hanedanlığı) da benzer şekilde 11. yüzyılda kökenlerinin şimdiki İsviçre ve Fransa yakınlarına dayandığı düşünülen bir soylu aile. Sonraki yüzyıllarda evlilikler ve savaşlarda ele geçirme yollarıyla genişleyerek Avrupa’nın çok büyük bir kısmını yönetmişler, bu nedenle Avusturya merkez olmak üzere İtalya’dan İspanya’ya büyük bir tarihi öneme sahipler.
Hofburg Sarayı’na nasıl gidilir?
Viyana’nın kalbi Stephansplatz çevresinden yürüyerek ulaşmak mümkün. Doğrudan metroyla gelecekseniz U3 hattı üzerindeki Herrengasse durağı daha yakın, ama Stephansplatz durağı da 7 – 8 dakikalık yürüme mesafesinde.
Sarayın çevresinde bir tur atın; ön tarafındaki meydan Heldenplatz (Heroes Square – Kahramanlar Meydanı), faytonların olduğu arka tarafı ise Michealerplatz (St Micheal Square). Avrupa’nın göbeğinde at arabaları görmek, sarayla birlikte insanı yüzyıllar öncesine götürüyor bence 🙂
Hofburg Sarayı Giriş Ücreti
Sarayın içine girmek isterseniz Hofburg Sarayı giriş ücreti 13.90 Euro. Sisi Museum (Sisi Müzesi), Silberkammer (İmparatorluk Gümüş Eşya Koleksiyonu) ve Kaiserappartements (İmparatorluk Daireleri) görülmesi gereken yerler arasında.
Avusturya kraliçesi Elizabeth Sisi’nin hayatına dair kıyafetler, kişisel eşyalar, resimler, şiirler gibi her şeyin sergilendiği Sisi Müzesi çok ilginç, çünkü Elizabeth Sisi son derece ilginç bir kadın. 1837 – 1898 yılları arasında yaşamış Sisi aslında Bavyera Prensesiymiş, daha sonra Avusturya kralı Franz Joseph ile evlenerek çok mutlu olduğu Bavyera’yı bırakıp Viyana’ya gelmiş. Kral ona çok aşık olduğu halde kendisi evliliği saçma bir oyun olarak görüyormuş.
Elizabet Sisi’nin Hikayesi
Saray yaşantısını son derece baskıcı bulan ve kararların hep başkaları tarafından alınmasını yadırgayan Sisi için kendine olan güvenini ve saygınlığını koruyabilmenin tek yolu harika görünmekmiş (ne kadar tanıdık bir psikoloji değil mi 🙂 ). Sisi uzun boylu, güzel fizikli, uzun saçlı ve dış görüntüsü ile sağlığına takıntı derecesinde düşkün biriymiş; 1.72 boyunda ve dört çocuğa rağmen 50 kilo olduğu söyleniyor. Öyle ki, 30lu yaşlarının başından itibaren artık yeterince güzel olmadığını düşündüğünden portresinin çizilmesine veya resminin çekilmesine dahi izin vermemiş. Kendisine “Avusturya’nın Hürrem’i” bile deniliyor 🙂
Biraz ‘her şeye sahip olup yine de mutlu olmayan’ bir karakter olduğundan melankolik şiirler yazarmış (müzede sergileniyor). Tek erkek çocuğu beklenmedik şekilde öldürüldükten sonra iyice içine kapanmış ve daha sonra hiç toparlanamamış, sürekli siyahlar giyinmiş. At arabasıyla Avrupa’ya yaptığı gezilerin birinde İtalya’da bıçaklanarak suikasta kurban gitmiş ve şaşalı yaşamı böylece son bulmuş.
Sisi Müzesi’nden sonra Gümüş Koleksiyonu bölümüne girdiğinizde, ‘soylu olmak nasıl bir şeymiş böyle’ diye şaşırmaya devam ediyorsunuz. Sarayda yaşayan önemli insanların kullandığı değerli porselenler, gümüşler, kristaller ve daha fazlası gümüş koleksiyonunda sergileniyor.
Kraliyet daireleri odaları ise bildiğimiz ev odası. Kraliyet ailesinin zamanında yaşadığı odaları ziyarete açık hale getirmişler. Odalar, o günlerin zevkleri ve günlük hayatı hakkında ipuçları veriyorlar.
Hofburg Sarayı ziyaret saatleri 9.30 – 17.30 arası.
Sisi Ticket diye Hofburg Sarayı’ndaki bu yerlere ek olarak Schönbrunn Sarayı’nı ve Möbel Museum isimli mobilya müzesini kapsayan 29.90 Euro’ya kombine bir bilet daha var ama Schönbrunn Sarayı giriş ücreti 14.20 Euro’dan başladığı için (ve mobilya müzesine gideceğinizi pek zannetmediğimden) bence çok avantajlı olmuyor ve gerek yok.

Viyana sarayları içindeki gümüş koleksiyonlarında ‘soylulara layık’ parçalar bulunuyor. Fotoğraf: wien.info
SCHLOSS SCHÖNBRUNN (SCHÖNBRUNN PALACE)
Schönbrunn Sarayı’nın tarihi 18. yüzyıla dayanıyor. Daha öncesinde henüz ortada saray yokken yüzyıllar boyunca Habsburg ailesi tarafından avcılık başta olmak üzere çeşitli hobiler için kullanılan bir alanmış. Avrupa’nın en güçlü soylu ailelerinden olan Habsburg hanedanlığının yazlık sarayı olarak kullanılması ise, babası Charles VI tarafından Maria Theresia’ya hediye edilmesiyle başlamış.
Habsburg hanedanlığının en güçlü kadını diyebileceğimiz Maria Theresia, 1717 yılında Hofburg Sarayı’nda doğmuş. Hükümdarlığı devralacak erkek çocuğu olmayan ailesi için bir kız çocuğu sahibi olmak büyük hayal kırıklığı yaratmış, ama o Kutsal Roma İmparatoru Francis I ile evlendikten sonra güçlü karakteri ile Habsburg soyundaki tek kadın hükümdar olmayı bilmiş ve devlet işlerinde aktif rol oynamış (kadının gücü!). Schönbrunn Sarayı’nı ise barok mimari stilinde inşa ettirip hükümdarlığı boyunca merkez olarak kullanmış. Schönbrunn Sarayı’nı gezerken çok büyük ihtimalle Maria Theresia ismine denk gelecek olmanızın sebebi de bu zaten.
Ekmek Bulamıyorlarsa Pasta Yesinler
Bu arada şaşırtıcı bir durum, imparatoriçemiz Maria Theresia devleti yönetirken ve ortalığı savaşlar götürürken tam 16 kez doğum yapmayı başarmış! Çocukların birkaçı erken yaşta hastalık gibi çeşitli sebeplerle ölmüş ama hayatta kalanları doğrudan veya evlilikler yoluyla Fransa’dan İtalya’ya Habsburg hanedanlığının gücünü devam ettirmişler. Hatta Maria Theresia’nın çocuklarından biri öyle popüler ki hepimiz biliyoruz; Marie Antoinette. Yoo, ben tanımıyorum mu dediniz? Paris’te ekmek kıtlığı yaşanırken “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!” lafını söylediği iddia edilen kişi kendisi.
Aslında Fransa Versay Sarayı’na gelin giden Marie Antoinette’nin gerçekte bu sözü söylediğine dair bir kanıt yok ve saray entrikaları dahilinde halka sürekli kötülendiği için böyle bir lafın ortaya atıldığına dair söylentiler var ama işin aslını bilmiyoruz. Konumuza geri dönersek; Schönbrunn Sarayı’ndan Fransa kraliyet ailesine uzanan bağlantılar Avusturya’nın Habsburg hanedanlığının 18. yüzyıldaki geniş etki alanını bize gösteriyor.
Schönbrunn Sarayı’nın tarihi ve hikayesi hakkında biraz fikir sahibi olduktan sonra bahçesine bakalım, umarım Viyana’ya yazın gelme şansını yakalayıp bahçeleri yemyeşil ve en etkileyici haliyle görme imkanınız olur. Doğudan batıya 1.2 km ve kuzeyden güneye yaklaşık 1 km olan Schönbrunn Sarayı bahçeleri çeşmeler, çiçekler ve heykeller ile Viyana gezisi sırasında göreceğiniz en harika yer olmaya aday. 1996 yılında UNESCO tarafından dünya kültür mirası listesine bile alınmış.
Schönbrunn Sarayı bahçeleri ziyaret saati 08:00’de başlıyor ve mevsime bağlı olarak akşam 17:00 ile 18:30 arası değişen saatlere kadar devam ediyor. Yazının başında belirttiğim gibi giriş ücretli mi derseniz değil, ama ücretli bölümleri de var.
Schönbrunn Sarayı Giriş Ücreti
Ücretli bölümler demişken, Schönbrunn Sarayı biletleri nereyi ve ne kadar görmek istediğinize bağlı olarak değişiyor. Sarayın 1141 odasından ziyarete açık olan 40 tanesini görmek isterseniz 17.50 Euro ücretli Grand Tour bileti var, sarayımızın ünlü kadını Maria Theresia hakkında da bilgiler veriliyor. “Bu çok olur” diyorsanız 22 odanın gezdirildiği 14.20 Euro ücretli Imperial Tour var, özellikle Hofburg Sarayı’nı anlatırken “Avusturya’nın Hürrem’i” olarak bahsettiğim Elizabeth Sisi’yi merak edenlere bu bilet öneriliyormuş. Sarayın içinde fotoğraf çekmeye izin verilmemesi bilet alma düşüncesinden insanı biraz caydırıyor bence, ama tercih ve bütçe meselesi tabii.
Sarayın içine ek olarak bahçedeki ücretli bölümlere giriş imkanı tanıyan biletler ve Sisi Ticket gibi Hofburg Sarayı’yla birlikte kombine bilet gibi çok seçenek var, iyisi mi hepsini web sitesinden inceleyin. Özellikle çocuklu aileler için Maze (Labirent) bölümü ilginç olabilir bence, ücreti de 5.50 Euro olduğundan denenebilir.
Schönbrunn Sarayı’nın kendisinden, bahçelerinden ve biletlerinden bahsettim. Şimdi anlatmak istediğim son iki şey kaldı; Gloriette ve Schönbrunn Hayvanat Bahçesi.
Gloriette, Schönbrunn Sarayı’nın karşısındaki tepede bulunan zafer takı gibi yapı. 1775 yılında yine Maria Theresia tarafından Habsburg’un gücünü göstermek amaçlı yaptırılmış. Gloriette aslında mimaride genel bir terimmiş ve “bahçenin yüksek köşesine çevreyi güzelleştirmek için yapılan bina” gibi bir anlamı varmış.
Gloriette’nin en güzel fotoğraflarını çekmek için önce tepeye çıkmadan önündeki Neptun Fountain (Neptün Çeşmesi) ve arkada Gloriette olarak denemenizi tavsiye ederim. Sonra Gloriette’nin bulunduğu tepeye çıkarak hemen önündeki havuza yansıyan fotoğraflarını çekebilirsiniz.
Schönbrunn Hayvanat Bahçesi (Tiergarten Schönbrunn – Schönbrunn Zoo) ise özellikle çocuklu gezginler için ilginç olabilir, benim pek ilgimi çekmemişti. Yetişkin bileti 20 Euro ve çocuk bileti 10 Euro, 6 yaşından küçük çocuklar için ücretsiz. Aile bileti gibi seçenekleri de var.
Schönbrunn Sarayı’na Nasıl Gidilir?
Schönbrunn Sarayı’na nasıl gidilir konusu gayet basit, metronun U4 hattının Schönbrunn durağında iniyorsunuz.
Hofburg ve Schönbrunn saraylarının avlusunda ünlü cafeler bulunuyor ve geleneksel Viyana kahve evi kültürünü yansıtan bu cafelerin Sisi pastası, İmparator keki gibi özel tatlıları bulunuyor. VİYANA’DA NEREDE NE YENİR yazımda cafe isimlerini, adreslerini ve diğer detayları bulabilirsiniz.
SCHLOSS BELVEDERE (BELVEDERE PALACE)
Habsburg hanedanlığının yüzyıllar boyu güçlü kalabilmiş olmasının başlıca sebeplerinden biri kuşkusuz güçlü bir orduya ve yetenekli komutanlara sahip olmalarıydı, o komutanlardan biri de Savoy Prensi Eugen imiş.
Savoy günümüzde Fransa topraklarında bir yer, Savoy Prensi Eugen de Fransız hükümdarlarıyla anlaşmazlığa düştükten sonra 1683 yılında Avusturya’da Habsburg ordusuna bağlılığını ilan etmiş. Sonrasında öyle büyük başarılar elde etmiş ve öyle ünlenmiş ki servetiyle kendine yazlık saray olarak 1697 yılında Belvedere Sarayı’nı yaptırmış.
Prens Eugen’in bu kadar ünlü ve zengin haline gelmesini sağlayan savaşları ise pek sevmeyeceksiniz; Viyana kuşatmasında Osmanlı ordusunu geri püskürtmek ve Belgrad’ı Osmanlılardan geri almak en önemlileri mesela. Komple Osmanlı aleyhine çalışarak yürümüş yani 🙂
Schönbrunn ile benzer şekilde Belvedere Sarayı da barok mimariye uygun yapılmış. Yukarı Belvedere (Upper Belvedere) ve Aşağı Belvedere (Lower Belvedere) olmak üzere iki bölümden oluşan sarayın fotoğraflarda hep gördüğümüz yeşil kubbeli beyaz binası aslında Upper Belvedere oluyor, yani o bina sarayın tamamı değil ve bir kısmı sadece.
Prens Eugen 1736’da öldükten bir süre sonra Belvedere Sarayı’nı Maria Theresia imparatoriçemiz satın almış (Schönbrunn yetmemiş demek) ve Upper Belvedere binasına sarayın portre koleksiyonlarını taşıtarak halkın bu koleksiyonları görmesini istemiş. Böylece burası dünyadaki ilk ‘halka açık müze’ (public museum) örneklerinden biri olmuş. Zaman içinde Belvedere’in soyluların sarayı ile resim galerisi olması arasında değişen kararlar alınmış, o yüzden bilet alıp Belvedere gezisi yapmak isterseniz hem saray hem sergi konseptiyle karşılaşıyorsunuz.
Belvedere Sarayı Giriş Ücreti
Schönbrunn’da olduğu gibi Belvedere Sarayı bileti ve giriş ücreti de neyi ne kadar görmek istediğinize bağlı olarak değişiyor. Bahçesinde öylesine dolanmak ücretsiz, 09:00 – 18:00 saatleri arasında gidebilirsiniz. Bilet fiyatları ise; Upper Belvedere bileti 15 Euro. Daimi koleksiyon (Permanent Collection), Mermer Salon (Marble Hall) ve Avusturyalı sanatçı Gustav Klimt’in ünlü tablosu Der Kuss (Kiss – Öpücük) bulunuyor. Tek bilet alıp birazını gezeyim diyorsanız öncelikli tercihiniz Upper Belvedere olmalı diye düşünüyorum.
Özel sergiler ve Orangery denilen kış bahçesinin bulunduğu Lower Belvedere bileti 13 Euro’ymuş, bunu Upper ile birleştirirseniz Klimt Ticket denilen kombine bilet oluyor ve 22 Euro. Sanat galerisi Belvedere 21 bileti tek başına 8 Euro’muş. Öncekilere burayı da ekleyerek en kapsamlı bilet olan Belvedere Ticket almak ve görülmedik tek bir yer dahi bırakmamak seçeneğini size sunan bilet fiyatı ise 25 Euro. Schönbrunn Sarayı’nın aksine Belvedere’in web sitesinde saray içinin fotoğrafının çekilmesine dair bir yasak belirtilmemiş, gittiğinizde sorarsınız. Kat planları, sarayın içi hakkında bilgiler ve bilet detayları gibi her türlü bilgi için tıklayın.
Belvedere Sarayı’na Nasıl Gidilir?
Belvedere Sarayı’na nasıl gidilir için metronun en yakın durağı U1 hattındaki Südtiroler Platz (Viyana’da yaşarken burada oturuyordum 🙂 ) ve sonrasında 15 dakika kadar yürüyorsunuz. Tramvay D veya otobüs 69A gibi farklı ulaşım alternatifleri de varmış, bulunduğunuz yere göre bakarsınız.

Viyana sarayları pek çok sanat eserine ev sahipliği yapıyor. Gustav Klimt’in 1908 yılında yaptığı meşhur Öpücük tablosu Belvedere Sarayı’nda bulunuyor. Fotoğraf: belvedere.at
Viyana sarayları ve ince işçilikle tasarlanmış zarif bahçeleri Viyana’da görülmesi gereken yerler listesi içine mutlaka dahil edilmeli. Hofburg Sarayı zaten merkezde olduğu için her türlü görürsünüz. Ancak, diğer iki saraydan yalnızca birini gezecek kadar vaktiniz olması durumunda Schönbrunn mu Belvedere mi diye sorarsanız benim şahsi önerim Schönbrunn Sarayı olacaktır. Kısıtlı bütçe ile geziyorsanız bilet almayabilirsiniz ama civarlara gidip biraz ‘saray havası’ koklamayı kesinlikle ihmal etmeyin 🙂
Türkçe-İngilizce-Almanca kaynaklardan okuduğum son derece karmaşık tarihi bilgileri önce kendim anlayıp sonra basit ve sıkıcı olmayan şekilde anlatmaya çalıştım, okurken ‘copy-paste bilgiler’ olmadığını zaten fark etmişsinizdir. Yazıya bu kadar emek vermemin sebebi ise gezeceğiniz yerleri ‘anlayarak’ gezmenize katkıda bulunmaktı, yalnızca “Aa ne güzel bina ve bahçe!” diyip fotoğraf çekmekle yetinenlerden birkaç adım öndesiniz artık 😉
Viyana sarayları: Hofburg & Schönbrunn & Belvedere yazımı faydalı bulduysanız sosyal medyada paylaşmayı, diğer yazılarım ve seyahat ipuçlarından haberdar olmak için Hayat ve Seyahat’in aşağıdaki hesaplarını takip etmeyi unutmayın 🙂
Instagram: hayatveseyahat
YouTube: Hayat ve Seyahat
Facebook: Hayat ve Seyahat
0 Yorum