
Avusturya’nın başkenti müzik ve sanatla iç içe olan güzel şehir Viyana, köklü geçmişinden gelen görkemli binaları ve yüksek yaşam standardının getirdiği park ve bahçeleri başta olmak üzere Orta Avrupa gezisi yaparken mutlaka görülmesi gereken bir yer. Erasmus öğrenci değişim programıyla bir sene okuyup yaşama imkanı bulduğum ilk yurt dışı tecrübem olan Viyana bu anlamda benim için çok özel, daha sonra birçok kez gittiğim için de şehri ayrıca iyi bildiğimi düşünüyorum. O yüzden Viyana gezilecek yerler listesi oluşturduğum bu yazımda Viyana gezi planı yapmanıza yardımcı olmaya çalışacağım.
Görülmesi gereken yerleri harita üzerindeki konumlarına göre gruplayarak anlattım, özellikle merkezde olanlar birbirlerine yürüme mesafesinde bulunduğundan benim anlattığımdan farklı sırayla gezilebilir. O yüzden her bir grubun başına Google Maps linkini ekledim ve toplu taşımayla ulaşım bilgilerini de belirttim. Zamanı kısıtlı olanlar için mutlaka görülecek yerler olduğunu düşündüklerimi (*) ile işaretledim. Yazının sonunda Viyana metro haritası ile resimli turist haritasını da bulacaksınız.
Başlamadan önce Viyana’da görülmesi gereken yerlerin çoğuna ve klasik müzik konserleri dahil olmak üzere birçok etkinliğe öğrencilerin indirimli giriş hakkı olduğunu hatırlatayım. O yüzden öğrenciyseniz öğrenci kimlik kartınızı yanınızda götürüp şansınızı denemenizi tavsiye ederim. Nadiren “yalnızca Avrupa Birliği ülkelerinde öğrenci olanlar için” diyip geri çevirebiliyorlar ama çoğunlukla indirim konusunda sorun olmuyor. Bir de, Viyana gibi turistik şehirlerde uçak biletini alıp gezinizi kesinleştirdikten sonra hemen kalacak yer ayarlamanız gerektiğini unutmayın. Viyana otelleri ve yorumlarını inceleyip booking.com üzerinden indirimli rezervasyon yapmak için tıklayın.
Öyleyse başlayalım 🙂 Google maps linkleri teknik bir sorundan ötürü telefonda açılmayabiliyor, yazıyı bilgisayarda okuma imkanınız varsa oradan açarsınız.
Viyana Gezilecek Yerler: GRUP 1
Stephansdom (Aziz Stefan Katedrali) *
Stephansdom ve bulunduğu meydan olan Stephansplatz, Viyana’nın tam kalbi ve en meşhur yeri, o yüzden buradan başlamakta fayda var. Katedral öyle simge bir yapı ki, Viyana ile ilgili bütün hediyelik eşyaların üzerinde göreceksiniz, hatta Avusturya’ya ait olan Euro centlerin arkasında bile Stephansdom yer alıyor.
Aziz Stefan Katedrali 1365 yılında yapılmış, etrafını turlamaktan daha fazlasını isterseniz bilet alarak içini gezebilirsiniz. Tamamını kapsayan bilet 20 Euro’ymuş.
Şehirleri yukarıdan seyretmeyi sevenlerdeniz katedralin Güney Kulesi’ne asansörle çıkarak Viyana’nın muhteşem manzarasını seyredebilirsiniz. Steffl isimli Güney Kule’ye (South Tower) 5 Euro’ya bilet alarak çıkılabiliyor. Elbette merdiven çıkma konusunda kondisyonunuza güveniyor olmanız lazım; çünkü manzaraya ulaşmak için önce 300’den fazla basamağı aşmanız gerekecek.
Güney Kule dışında 20 Euro’luk bilete dahil olan diğer kısımlar ise katedralin içi, catacombs denilen iskelet mezarların olduğu bölüm, Kuzey Kule (North Tower) ve hazine (treasury).
Katedralin içine girmeseniz bile etrafını turlayıp bol bol fotoğraf çekmek şart, özellikle mozaiklerle kaplı çatısını beğeneceğinizi düşünüyorum. Tabii katedrali fotoğraf karesine sığdırmak biraz zor olabiliyor, işte o sığmayan kısım az önce söylediğim Güney Kule. Sonrasında, özellikle de hava güzelse Stephansplatz’taki cafe restoranlar ve mağazalar sizi bekler 🙂
Bu arada, Stephansdom kelimesini telaffuz ederken gayet ş harfi ile başlayın, Almanca’da ‘st’ harfleri yan yana geldiğinde ‘şt’ olarak okunuyor (genelde).
Viyana’nın kalbi dediğim yer için elbette kendi ismini taşıyan metro durağı bulunuyor, U1 veya U3 hatlarının Stephansplatz durağında inerek ulaşabilirsiniz.
Mozarthaus (Mozart Evi)
Avusturya taraflarına daha önce gitti ve gidenlerden duyduysanız “Yahu bu Mozart’ın kaç tane evi var?” diye şaşırabilirsiniz ama Salzburg’ta olduğu gibi Viyana’da da Wolfgang Amadeus Mozart’ın evi bulunuyor. Aslında daha bile fazla varmış, çünkü Mozart Viyana’da sayısız ev değiştirmiş ama diğerleri bir şekilde yıkılmış ve günümüze kadar gelememişler.
Günümüze dek ayakta kalabilen bu evde Mozart 1784 ile 1787 yılları arasında yaşamış ve hayatının belki de en verimli zamanlarını geçirip birçok besteye imza atmış. Evin adresi Domgasse 5 ve Stephansdom’a birkaç dakikalık yürüyüş mesafesinde oldukça merkezi bir konumda bulunuyor.
Mozarthaus’un içini gezmek özellikle çocuklu gezginler ve benim gibi klasik müzik eserlerine ilgi duyanlar için güzel bir deneyim olabilir. Yetişkin bileti 11 Euro, 18 yaş ve altını kapsayan çocuk/genç bileti 4.50 Euro ve öğrenci bileti fiyatı 9 Euro. Ziyaret saatleri her gün 10:00 – 19:00 arası. İlginizi çekmiyorsa komple atlayabilirsiniz, çünkü evin dışarıdan görünümü gayet sıradan.
Graben & Pestsäule (Graben & Plague column – Graben Caddesi ve Veba Sütunu) *
Avrupa’nın büyük şehirlerinin genelde lüks markaların yer aldığı ünlü bir ‘alışveriş caddesi’ olur ya, işte Viyana’nın alışveriş caddesi de Graben. Stephansdom’dan Hofburg Sarayı’na doğru giden Graben Caddesi üzerindeki birçok mağaza ve dükkan, alışveriş yapmak isteyenlerin yanında sadece vitrinleri seyrederek gezinmek isteyenleri de mutlu edecek. Çünkü gece gündüz fark etmeksizin Graben Caddesi her daim hareketli.
Graben’in en önemli noktası ise ortasında yer alan Veba Sütunu (Pestsäule). 1679 yılında yaşanan veba salgını üzerine salgından zarar görenlerin anısına yaptırılan sütun, 1693 yılında tamamlanmış. O yıllarda vebalıların bu caddenin altına gömülmesi nedeniyle anıt buraya yaptırılmış şeklinde arada üzücü bir bağlantı var tabii. Not: ‘Üzeri noktalı a’ konusuna Münih Gezilecek Yerler yazımda değinmiştim; buradaki gibi arkasından u gelince ‘oy’ diye okunuyor. S harfini de Almanca’da z olarak okuyoruz ve sonuçta telaffuzumuz Pestzoyle.
Peterskirche (St. Peter’s Church – Aziz Peter kilisesi)
Viyana’nın en eski kilisesi olan Aziz Peter Kilisesi barok mimariye göre yapılmış. Dışarıdan oldukça sıradan görünen kilisenin içinin güzelliği iyi sürpriz oluyor. Girip bir göz atmakta fayda var. Kubbesi yeşil gibi olan kilise oluyor kendisi.
Ankeruhr (Anker clock – Anker Saati)
Anker sigorta şirketinin iki binası arasında köprü gibi yapı üzerine kurulan saat. Her saat başı köprü üzerinden farklı bir figür geçiyor ve saat 12’de ünlü karakterlerin geçiş töreni gerçekleşiyor.
Judenplatz (Jewish Square – Yahudi Mahallesi)✡
Judenplatz Viyana’da orta çağdan beri Yahudilerin yoğunlukta olduğu bir mahalle (veya bölge diyebiliriz). İlk zamanlarda bölgeye yerleşen Yahudiler için sinagog, hamam, okul ve hastane yapılmış, öyle olunca daha çok Yahudi buraya gelmeye başlamış ve nüfus giderek artmış, zamanla yaşayanların hepsi Yahudi olmuş.
Burayı neden Viyana gezilecek yerler arasında anlattığım ise özellikle Yahudi Müzesi (Jüdisches Museum – Jewish Museum) ile Avusturya’daki Yahudilerin yerleşim tarihini öğrenme imkanı tanıması. Müze bileti fiyatı yetişkin 12 Euro, öğrenci 8 Euro, 65 yaş üstü 10 Euro, 18 yaş altı ücretsiz. Cuma hariç her gün 10:00 – 17:00 arası ve Cuma günleri saat 14:00’e kadar ziyaret edilebiliyor.
Ayrıca Judenplatz’a, İkinci Dünya Savaşı yıllarındaki Yahudi Soykırımı’nda hayatını kaybetmiş yaklaşık 65 bin Avusturyalı Yahudi için bir anıt yapmışlar, giderseniz burayı da görebilirsiniz (Judenplatz Denkmal – Judenplatz Holocaust Memorial). Kapalı bir kutu görünümündeki anıt, ‘soykırım anıtı’ denildiğinde herkesin aklına ilk gelecek olan Berlin’deki anıttan 5 yıl önce 2000 yılında tamamlanmış.
Almanca’da j harfi y olarak telaffuz edildiği için buranın ismi Yudınplatz olarak okunuyor.
BONUS
Bu civarlara gelmişken Viyana’nın kanal boyu Schwedenplatz’a uğramanızı da tavsiye ederim. Burası hem pub tarzı mekanların hem de döner kebab, dilim pizza ve McDonald’s gibi ucuz lezzetlerin bulunması (ayrıca geç saatlere kadar açık olması) sayesinde gençlerin yoğun olduğu hareketli bir bölge, mesela Viyana’da ucuz yemek alternatifleri arıyorsanız acıkmaya yakın Schwedenplatz’a yönelin.
Viyana’nın kalbi dediğim Stephansplatz’tan 7 – 8 dakikalık yürüme mesafesinde olan Schwedenplatz’a doğrudan gitmek için metronun U1 veya U4 hatlarının Schwedenplatz durağında inebilirsiniz. Sevenler için Hard Rock Cafe Vienna da bu bölgede bulunuyor.
Viyana Gezilecek Yerler: GRUP 2
Birinci grup altında anlattıklarımla şimdi bu grupta anlatacaklarım aslında son derece yakın, Stephansplatz’ı merkez alarak birini o meydanın yukarısı diğerini aşağısı gibi düşündüm. O yüzden bu iki grubu rahatlıkla kombinleyip gezebilirsiniz, sadece yıldızladığım mutlaka görülmesi gereken yerler üzerinden hızlı bir gezi planı yapıyorsanız ikisini tek günde bitirmek mümkün.
Hofburg Wien (Hofburg Palace – Hofburg Sarayı) *
13. yüzyılda inşaatına başlanan ve yüzyıllar boyunca sürekli genişleyerek büyüyen Hofburg Sarayı, Habsburg Hanedanlığı başta olmak üzere birçok soylu aileye ev sahipliği yapmış ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun daha çok kışlık sarayı olarak kullanılmış. Günümüzde ise devlet binası ve müze olarak hizmet veriyor.
Hofburg Sarayı’na nasıl gidilir diye bakarsak, az önceki grupta anlattığım Stephansplatz çevresinden yürüyerek ulaşmak mümkün. Doğrudan metroyla gelecekseniz U3 hattı üzerindeki Herrengasse durağı daha yakın, ama Stephansplatz durağı da 7 – 8 dakikalık yürüme mesafesinde.
Sarayın çevresinde bir tur atın; ön tarafındaki meydan Heldenplatz (Heroes Square – Kahramanlar Meydanı), faytonların olduğu arka tarafı ise Michealerplatz (St Micheal Square). Avrupa’nın göbeğinde at arabaları görmek, sarayla birlikte insanı yüzyıllar öncesine götürüyor bence 🙂
Viyana gezilecek yerler listesi uzun olduğu için burada daha fazla ayrıntıya girmiyorum, sadece rotamızda olduğu için kısaca değindim. Hofburg, Schönbrunn ve Belvedere Sarayları’nı detaylı olarak VİYANA SARAYLARI yazımda anlattım, okuyunuz 😉
Spanische Hofreitschule (Vienna Spanish Riding School – İspanyol Binicilik Okulu)
Hofburg Sarayı’nın avlusundaki binicilik okulu, 450 yıldır Lipizzan atları için verdiği binicilik kursuyla bu geleneğini yaşatan dünyadaki tek yer olma özelliğini taşıyor. Bizi daha çok ilgilendiren kısmıysa atlarla ve geleneksel kostümlerle birlikte şovların sunuluyor olması. Şovların programını şuradan inceleyip ilginizi çeken varsa bilet alabilirsiniz.
Volksgarten (Halk Bahçesi)
Hofburg Sarayı’nın çevresini turladıktan sonra önünüzdeki ilk yeşilliğe kendinizi attığınızda buranın Volksgarten olma ihtimali çok yüksek 🙂 Çünkü bu bahçe aslında Hofburg Sarayı avlusunun bir parçası sayılıyor.
İçinde heykeller ve çeşmeler olan Volksgarten’ın en ilgi çekici kısmı ise yaz aylarında gelenler için Rosengarten isimli gül bahçesi kısmı olacak. 200’den fazla çeşitteki rengarenk güller aklınızı başınızdan almaya aday.
Burggarten (Saray Bahçesi)
Viyana bahçeleri konusu açılmışken Volksgarten’ın hemen yanındaki bir başka ‘garten’ olan Burggarten ile devam ediyoruz. Yıllardır ‘dünyanın en yaşanılabilir şehirleri’ listesinde birçok kaynağa göre birinci sırada olan Viyana’nın bunu bir anlamda kocaman park ve bahçelerine borçlu olduğu aşikar.
Burggarten içinde mutlaka görmeniz gereken şey bir müzisyenin heykeli. Acaba hangi müzisyen diye sorsam bence hiç ama hiç tahmin edemezsiniz 😛 Madem öyle ben söyleyeyim, Mozart! (Aa ne kadar şaşırdınız)
Heykelin önündeki çime ekilmiş kırmızı çiçeklerin sol anahtarı şeklinde olduğunu fark edince gözbebeklerim kalp şeklini aldı resmen 🙂 Bahsettiğim Mozart heykelini bulmak için Burggarten’a Burgring caddesi tarafından giriş yapmalı veya haritada Mozartdenkmal olarak aratmalısınız.
Parkın bittiği yerdeki merdivenlerle ulaşılan sütunlu binayı gördüyseniz Palmenhaus (Palmiye Evi) isimli cafe-restorana geldiniz. Yeşilliklerle süslü bu hoş ortamı görmek istiyor ama fazla para harcamak istemiyorsanız içecek menüsü tam size göre, yaşasın çakallık 😛 Fiyatlı menüsünü buraya ekledim, ‘fiyat o kadar önemli değil’ diyenler lunch-dinner opsiyonlarına da açılan sayfadan tıklayabilir.
Burggarten, Hofburg Sarayı ve Albertina Müzesi’nin kesişimi diyebileceğimiz bir noktada bulunan cafe oldukça popüler, o yüzden inşallah yoğun bir saatine denk gelip kapıdan çevrilmezsiniz.
Schmetterlingshaus (Kelebekler Evi)
Palmiye Evi’nin hemen yanındaki yarım daire camdan tepesi ve kapısında kelebek logosu olan yer ise Kelebekler Evi. Özellikle çocuklu ailelerin veya yakın çekim (makro) modunda kelebek fotoğraflamayı sevenlerin ilgisini çekeceğini düşündüğüm bahçenin bilet fiyatı 7 Euro, 3 yaşından okul çağına kadar olan çocuklara 4 Euro ve 26 yaşına kadar öğrencilere 5.50 Euro. Sabah 10:00’da açılan bahçe mevsime göre değişmekle birlikte genelde 16:00 civarında kapanıyor.
Albertina Museum
Hofburg Sarayı’nın Opera binasına doğru olan köşesinde yer alan Albertina Müzesi, Viyana’nın en önemi sanat müzelerinden biri. Çizim, ağaçbaskı, taşbaskı gibi eserlerden oluşan oldukça geniş bir koleksiyona sahip müzenin girişi 19 yaş altına ücretsiz, 26 yaşına kadar öğrencilere 8.50 Euro ve normal giriş bileti ise 12.90 Euro. Normalde 10:00 – 18:00 saatleri arası açıkken Çarşamba ve Cuma günleri saatleri 21:00’e kadar ziyaret edilebiliyor.
Kärntner Strasse (Kärntner Caddesi)
Graben diye anlattığım alışveriş caddesine benzer konseptli Kärtner Strasse’de (Kertner Ştrase diye okunuyor) birbirinden güzel mağazalar, kafe ve restoranlar yer alıyor. Viyana’nın kalbi dediğimiz Stephansplatz meydanından Opera binasına uzanan cadde, alışveriş yapmayacak olsanız bile sokak sanatçıları ve iki tarafta uzanan çeşitli binalarıyla biraz turlamaya değer. Benim anlattığım sırayı takip ediyorsanız Albertina Müzesi’nden kısa bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz. VİYANA’DA NEREDE NE YENİR yazısında anlattığım geleneksel Viyana kahve evlerinin en meşhur olanları genelde bu civarlarda bulunuyor, yorulduğunuz anda size en yakın olanında lezzetli bir mola verebilirsiniz. Cafelerin tam adresleri ve diğer bilgileri o yazıda bulacaksınız.

Viyana’nın merkezindeki Kärtner ve Graben gibi ana caddeleri sokak sanatçıları daha da güzelleştiriyor.
Wiener Staatsoper (Opera Binası) *
1869 yılında Mozart’ın Don Giovanni operasıyla kapılarını açan Viyana Devlet Operası, dünyanın en meşhur opera binalarından biri olarak kabul ediliyor. Aynı şekilde burada sık sık konserler veren Viyana Senfoni Orkestrası da dünyanın en iyi orkestra gruplarından biri. İkinci Dünya Savaşı’nda bombalanarak tahrip edilen bina, neyse ki sonra yeniden restore edilmiş.
‘Dünyanın en’ diye başlayan cümlelerim biraz çok oldu ama bir kez daha kullanmam gerekiyor; dünyanın en ünlü operalarını dünyaca ünlü bir salonda izlemek için Viyana Opera binasındaki etkinliklerden birine bilet alabilirsiniz. Etkinlik programı burada, biletler ise şehrin birçok noktasında kostümlü kişiler tarafından satılıyor, veya gidip kapısından alabilirsiniz.
Benim gibi görmeyi çok istiyorsunuz ama bilet fiyatları cebinizi yakıyorsa değişik bir alternatif sunmuşlar; “standing room tickets”. Etkinliğin başlama saatinden 80 dakika öncesinden itibaren Operngasse sokağı tarafından binaya girerek ulaşacağınız standing room box isimli gişede, yalnızca birkaç Euro ödeyerek etkinliği ayakta izleme şansınız oluyor. Elbette sahneye çok uzaksınız ve ayakta dikilmek son derece yorucu, ama tecrübe açısından benim öğrenci halimle Viyana’da yaptığım en keyifli aktivitelerden biriydi.
Son olarak, konser izlemeyip yalnızca opera binasını gezmek isteyenler için rehberli tur (guided tour) seçeneği var, onun fiyatı ise 9 Euro ve öğrencilere 4 Euro.
Viyana opera binasına gitmek için bu grupta anlattığım yerlerin herhangi birinden yürümek, o istikamete giden tramvay hatlarından birini kullanmak veya metronun U1, U2 ve U4 hatlarının kesişimindeki Karlsplatz durağında inmek seçeneklerinden birini tercih edebilirsiniz.

Viyana Opera Binası.. İçi daha görkemli, 10 yıl önce gezmiş ve konsere bile gitmiştim ama bir tane bile düzgün fotoğraf çekememişim.
Viyana Gezilecek Yerler: GRUP 3
Hala merkezde olduğumuz için bu grupta anlatacaklarım da Sigmund Freud Müzesi hariç az öncekilere gayet yakın. Volksgarten ve Burggarten olarak anlattığım bahçelerin diğer tarafına geçiyoruz olarak düşündüm, yine farklı şekilde kombinlenerek aynı gün içinde gezilebilir.
Museumsquartier (Museums Square – Müzeler bölgesi) *
Museumsquartier veya kısa adıyla MQ, müze ve sanat galerilerinin bir arada bulunduğu 60bin metrekarelik müzeler meydanı. Bölgede yer alan aşağıda kısaca bahsedeceğim müzelerin dışında burası özellikle güzel havalarda ve yaz akşamlarında gençlerin buluşma noktası. Cafe ve restoranların dışarıya kurulmuş masalarında sohbet etmek, veya yalnızca marketten bira alarak (elbette sarı kutulu Ottakringer birası) merdivenlerde oturup takılmak bile MQ bölgesini müzelerden bağımsız sevmek için yeterli. Museumsquartier bölgesindeki müzeler ise aşağıdaki gibi.
Leopold Museum
Portre ve çizimler var. Öğrenci bileti 9 ve tam bilet 13 Euro.
Mumok (Museum of Modern Art)
Orta Avrupa’daki en geniş modern sanat müzesi. Öğrenci bileti 8 ve tam bilet 12 Euro.
Q21
Sergi alanı diyebileceğimiz bu bölümün içeriği güncel sanatçıların çalışmalarına göre sürekli değişiyor. Giriş ücretsiz.
Tanzquartier (TQ)
Dans workshoplarının yapıldığı bir alan. Tek seferlik gündüz eğitimi 10 Euro ve akşam eğitimi 15 Euro’ymuş. Turistik amaçla değil de daha uzun süreliğine Viyana’ya gelip blok halinde 10 veya 20li paket alanlar daha iyi faydalanabilir sanki.
ZOOM Kindermuseum
14 yaşındaki çocuklara kadar müzeleri sevdirme amaçlı tasarlanmış. Girişi çocuklara ücretsiz ve yetişkinlere 5 Euro. Her bölümünü yaş gruplarına ayırmışlar ve bilimden sanata, mimariden teknolojiye farklı interaktif alanlar tasarlamışlar. ‘Alışveriş merkezi kültürü’ olmayan Viyana’da çocukların böyle yetiştirilmesine imrenmemek elde değil.
Kunsthalle Wien
Sanat galerisi. 19 yaşına kadar ücretsiz ve tam bilet 8 Euro. Her Pazar ‘gönlünüzden ne koparsa’ giriş ücreti uygulaması varmış, ilk defa böyle bir şey duydum.
Museumsquartier’e metronun U2 hattının aynı isimli durağında inerek ulaşmak mümkün.

Müzeler bölgesinde bu binanın diğer tarafına geçerek hem cafeler hem birçok müzeden oluşan alana ulaşıyorsunuz.
Naturhistorisches Museum (Natural History Museum – Doğa Tarihi Müzesi)
1889 yılında açılan müzede arkeoloji, antropoloji, mineraloji, zooloji ve jeoloji gibi aklınıza gelebilecek her tür ‘..oji’ eserleri bulunuyor. Dinazorların ve dünyaya düşen göktaşlarının olduğu bölümler özellikle ilginç bence.
19 yaşından küçüklere ücretsiz ve öğrencilere 5 Euro olan müzenin yetişkin bileti ise 10 Euro. Ben 2009 yılında Viyana’da öğrenciyken gitmiştim ve dinazor sergisini hayal meyal hatırlıyorum. Bu türdeki en beğendiğim müzenin Londra’da olduğunu da Londra’daki Ücretsiz Müzeler yazımda anlatmıştım.
Kunsthistorisches Museum (Museum of Art History – Sanat Tarihi Müzesi)
Ortasındaki kubbesi ve iki yana simetrik uzanan mimarisiyle az önce anlattığım Doğa Tarihi Müzesi’ne karıştıracağınız kadar benzeyen Sanat Tarihi Müzesi, Maria-Theresien-Platz isimli meydanın diğer ucuna konumlandırılmış. Her iki müze de aynı dönemde aynı kişiler tarafından yapıldıkları için birbirlerine bu kadar benziyorlar.
1891 yılında açılan müzede yağlıboya portrelere ek olarak Mısır koleksiyonu, sikkeler, antik eşyalar gibi Habsburg Hanedanlığı’nın yüzyıllar boyu topladığı eserler yer alıyor. Müzenin giriş ücreti öğrenci bileti 11 ve yetişkin bileti 15 Euro. İlgisini çekenler uğrayabilir.
Wiener Rathaus (Vienna City Hall) *
1960’lı yıllara kadar eski binayla karıştırılmaması için Yeni Belediye Binası (Neues Rathaus) olarak adlandırılan bina günümüzde Viyana Belediye Binası olarak kullanılıyor.
Viyana’nın en görkemli binalarından olan Rathaus, 19. yüzyılda Neo-gotik denilen mimari akımına uygun olarak yapılmış. Ortadaki en uzun kubbesinin üzerinde bulunan Rathausmann figürü, günümüzde Viyana’nın simgelerinden biri olarak geçiyor.
Binanın bulunduğu Rathausplatz meydanı da yılın farklı dönemlerinde etkinlik ve festivallere ev sahipliği yapıyor; örneğin Kasım ayının ortasından 24 Aralık’a kadar olan zamanda Viyana Noel pazarı (Christmas market) ve Kasım’dan Mart ayına kadar buz pateni pisti (Wiener Eistraum – Vienna Ice World) burada kuruluyor ve belediye binasının akşam ışıklandırmaları özellikle bu dönemlerde daha etkileyici oluyor.
Belediye Binası’nın içini gezmek isterseniz Pazartesi – Çarşamba – Cuma saat 13:00’te ücretsiz rehberli tur (free guided tour) olur yazıyor ama detaylarından emin değilim, niyetiniz varsa erken gidip oralarda soruşturmanızı tavsiye ederim.
Österreichisches Parlament (Austrian Parliament) *
Avusturya Parlamento Binası, 1918’den beri yönetim merkezi ve beyaz mimarisiyle benim Viyana’da en beğendiğim binalardan biri. 2018’in Temmuz ayında Viyana’ya son gidişimde renovasyon çalışması nedeniyle komple kapatılmış olması üzmüş olsa da daha önce görmüş olmamla avunmaya çalıştım, umarım çalışmayı bir an önce bititirler (internette ne zaman biteceğine ait bilgi bulamadım).
Dış cephe tasarımında Yunan mimarisindan esinlenilen parlamento binasının en dikkat çeken kısmı Athena Çeşmesi (Pallas Athene Fountain). Yunan mitolojisinde bilgelik, savaş ve barış tanrıçası olan Athena, sağ elinde zafer tanrıçası Nike’yi ve sol elinde miğfer tutuyor. Heykelin alt kısmındaki dört figür ise Avrupa’nın dört temel nehri Tuna, Inn, Elbe ve Vltava’yı simgeliyormuş. Şimdilerde Çekya ve İsviçre gibi başka ülkelerin sınırlarında olan bu nehirler zamanında Avusturya İmparatorluğu’nun himayesindeymiş.
Bu arada, ben yazıyı yazmak için yaptığım araştırmalarda aydınlandım ve siz de yukarıyı hızlı okuduysanız diye tekrar belirteyim; bildiğimiz spor markası Nike’ın ismi işte bu zafer tanrıçasından geliyormuş, hani kişisel hedefler ve sporla zafer kazanmak anlamında ilişkilendirilmiş. Hatta marka ismini bazı kişilerin ‘nayk’ yerine ‘naykii’ diye okuması da tanrıçanın ismi öyle okunduğu içinmiş ve biz aslında ‘nayk’ derken yanlış telaffuz ediyormuşuz, yaa. Gerçi bilmeyen bir tek ben vardım belki, neyse işte öğrendim 🙂
İngilizce yapılan rehberli turlara katılmak ücretsizmiş, dilerseniz şuradan saatlerine bakabilirsiniz.
Metronun U2 hattının Rathaus durağında inerek Rathaus binasına ve meydanına varabilirsiniz. Sonrasında birkaç dakikalık yürüyüşle güzeller güzeli parlamento binası sizi bekler.
Sigmund Freud Museum
1891 – 1938 yılları arasında psikanalizin babası Sigmund Freud bu evde yaşamış. Yahudi kökenli olduğu için İkinci Dünya Savaşı öncesinde İngiltere’ye göç etmek durumunda kalmış ve bir yıl sonra Londra’da sürgünde ölmüş.
Sigmund Freud’un Avusturyalı olduğunu bilmeyenler böylece öğrenmiş olduk 🙂 Psikanaliz veya psikanalitik kuramı içinse basitçe ‘düşünce ve davranışlarımızın dayandığı bilinçdışı unsurları, aralarındaki bağlantıları ve bize olan etkilerini anlamaya çalışan terapi tekniği’ diyebiliriz.
Müzede Freud’un kişisel eşyaları ve çalışmaları gibi birçok eser sergileniyor, öğrenci bileti 7.50 ve tam bilet 12 Euro. Ziyaret saatleri her gün 10:00 – 18:00 saatleri arası. Ben 10 yıl önce gitmiştim ama yine tek bir düzgün fotoğraf çekmemişim.
Berggasse 19 adresindeki müzeye birçok otobüs ve tramvay gidiyor. Metroyla gitmek içinse U2 hattının Schottentor durağında inmek gerekiyor.
Viyana Gezilecek Yerler: GRUP 4
* Naschmarkt
Sokak pazarlarını sever misiniz? Evetse meyve, sebze, et, baharat gibi her çeşit ürünün satıldığı Naschmarkt’a bayılacaksınız. Bu tezgahları görebilmek için gündüz saatlerinde gitmenizi tavsiye ediyorum ama akşam giderseniz de açık restoranlar bulup sokak sanatçılarıyla karşılaşabilirsiniz. Naschmarkt alanı harika bir kültür karması ve dünya mutfaklarından her şeye rastlamak mümkün. Pazar tezgahlarındaki satıcıların büyük bölümü Türk bu arada.
Öğrenciyken anneme buradaki tezgahların birinden fırında tavuk pişirmek için öylesine tavuk baharatı almıştım, aradan 10 yıl geçti hala “Viyana’ya ne zaman gideceksin bana aynı baharattan getir” diyor 🙂 Annem gibi mutfakla aranız iyiyse siz de Türk bir satıcı bulup ihtiyacınıza uygun önereceği şeylere şans verin.
Naschmarkt’a metroyla gitmek için normalde U1, U2, U4 hatlarının kesişimindeki Karlsplatz durağında inmek en kolayı, ama benim yaptığım rotayı takip edip Naschmarkt sonrası Karlskirche ve Stadtpark’a gidecekseniz git-gel yapmamak için U4 hattının bir sonraki durağı olan Kettenbrückengasse durağını kullanın.
Karlskirche *
Üç metro hattının kesişimindeki Karlsplatz durağı için Viyana’da tüm toplu taşımalar buraya çıkıyor desem haksız sayılmam sanırım 🙂 O yüzden buraya yolunuzu düşürmeniz ve bahsedeceğim kiliseyi görmeniz son derece kolay, benim bir yıl okuduğum Viyana Teknik Üniversitesi’nin (Vienna University of Technology – Technische Universität Wien) burada bulunması sebebiyle benim de zamanında her günümü geçirdiğim bir yer olmuştu.
Karl Kilisesi (Karlskirche Kilisesi demeyiniz, ‘kirche’ zaten kilise demek :)), İmparator VI. Karl tarafından 1716-1737 yılları arasında yaptırılmış. 1713 yılında son veba salgını Avrupa’yı vurunca imparator, hastalara yardım eden İtalyan piskopos Kardinal Karl Borromaus adına bir kilise inşa etme sözü vermiş ve hastalık bittikten sonra bu kiliseyi inşa ettirmiş, tabii kralın ismi de Karl olunca belki biraz da kendi adına inşa ettirmiştir 🙂 Barok mimariye sahip kilisede soldaki sütun “sadakat” ve sağdaki sütun “cesaret” kavramlarıyla ilişkilendirilmiş.
Karlskirche giriş ücreti 8 Euro ve kuleye çıkmak bu ücrete dahilmiş, onun yerine aşağıdaki tavsiyeme göz atın derim.
Karl Kilisesi’nde klasik müzik konserleri veriliyor, ben de Vivaldi Dört Mevsim (Four Seasons – Almancası: Jahreszeiten) konserine bilet alıp hem kilisenin içini görmüş hem de en sevdiğim klasik müzik eserlerinden birini dinleme şansı yakalamıştım. Öğrenci biletleri 19 ve normal biletler 24 Euro civarına bulunabiliyor. Ben öğrenciyim diyince herhangi bir kart sorulmadı, öğrenci olmayanlar isterse önce indirimli bilet için şansını deneyebilir 🙂 Konser biletlerini kilisenin hemen dışında bulabilirsiniz, web sitesinden programı incelemek için tıklayın.
Meşhur Viyana sarayları Schönbrunn ve Belvedere’i ziyaret edecekseniz (en az birini bence etmelisiniz) Karlsplatz civarını gezdikten sonra saraylara doğru yola çıkabilirsiniz, çünkü her ikisine giden metrolar buradan geçiyor (ne demiştik, Viyana’da her yol Karlsplatz’a çıkar). Viyana Sarayları hakkında detaylı bilgiler için VİYANA SARAYLARI yazıma tık tık.
Stadtpark *
1862 yılında halka açılan ‘Şehir Parkı’ (Türkçe karşılığı böyle), Viyana’nın ilk parkıymış. İçinde fazlaca anıt ve heykel bulunduran parktaki en meşhur heykel elinde kemanıyla altın Johann Strauss heykeli. Özellikle yaz aylarında önündeki çiçekli alanla birlikte harika göründüğünü düşünüyorum, Viyana’da tek bir park gezmek istiyorsanız tercihiniz bence Stadtpark olmalı.
Stadtpark son derece büyük olduğu için bir yerinden öylesine girip heykeli aramanız vakit alabilir. O yüzden haritaya Johann Strauss monument veya Johann Strauss Denkmal yazıp doğrudan oraya yönelmeniz daha pratik olacaktir. Karlskirche’den 1km yürüme mesafesinde; yürümek istemezseniz veya başka yerden geliyorsanız tramvay seçeneğine ek olarak metronun U2 hattının aynı isimli Stadtpark durağında inerek ulaşabilirsiniz.
Hundertwasserhaus *
Viyana gezilecek yerler listesi içinde benim favorilerimden olan Hunderwasser Evi, evi tasarlayan sanatçının soyadını almış. Aslında ressam olan Friedensreich Hundertwasser’ın 1983 – 1985 yılları arasında hayata geçirdiği bu rengarenk proje, Avusturya’nın kültür mirası listesinde yer alıyormuş.
Hundertwasserhaus içinde normal insanlar yaşıyor, yani orası birilerinin evi (keşke benim de evim olsa :)). O yüzden içine girilmiyor ama Hundertwasser Village isimli karşısındaki yeri ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
Stadtpark’taki Johann Strauss heykelinden 1.5 km yürüyüş mesafesinde olan Hundertwasserhaus evi (‘haus’ zaten ev demek olduğundan burada yanlış kullanımını size göstermiş oldum :)) önünde ilginç bir şekilde herhangi bir metro durağı yok. Hundertwasser Evi’ne nasıl gidilir konusunda 1 numaralı tramvayın Hetzgasse durağı en yakın görünüyor ama bulunduğunuz yere bağlı olarak farklı tramvay seçeneklerini inceleyebilirsiniz. Metroyla gitmek istiyorsanız U3 ve U4 hatlarının kesişimindeki Landstrasse – Wien Mitte en yakın durak oluyor (Stadtpark’tan bir sonraki durak zaten) ve sonrasında 10 dakikaya yakın yürümeniz gerekecek.
Prater Lunaparkı *
Metronun U1 veya U2 hatlarının kesişimindeki Praterstern durağına yönünüzü çevirin, çünkü ünlü Viyana dönme dolabı ve lunaparkını görmeye gidiyoruz!
1897 yılında yapılan Wiener Riesenrad (Giant Ferris Wheel) isimli 65 metre yüksekliğindeki dönme dolap Viyana’nın simgelerinden biri kabul ediliyor, o yüzden görmek şart. Binip biraz tur atmak isterseniz yetişkin bilet fiyatı 10 Euro ve 3 – 14 yaş arası çocuk bilet fiyatı 4.5 Euro. Bilete sergi veya müze diyebileceğimiz alanı gezmek de dahil, ben beğenmiştim. Çocuklu gidenler aile bileti (family ticket) seçeneğine yönelebilir.
Ayrıca Viyana’da evlilik teklifi gibi amaçlara hizmet edebilecek romantik akşam yemeği ve benzeri konseptleri de varmış, ilgilenenler web sitesinden inceleyebilir.
Dönme dolabı gördükten sonra Prater lunaparkı içinde biraz turlayın. Girişi ve dolaşması ücretsiz olan Prater’in kendisi her zaman açık, ama içindeki oyuncakların açılış saatleri talep ve mevsim koşullarına bağlı olarak değişiyor. Bilet fiyatları ise her bir oyuncak için 1.5 – 5 Euro aralığında. Vaktinizi ayarlayabilirseniz Prater’e akşamüstü gidip özellikle dönme dolabın ışıklandırılmış halini de görmenizi tavsiye ederim.
Görmek isteyenler için ünlülerin balmumu heykellerinin yer aldığı Madame Tussauds Müzesi’nin Viyana şubesi Prater lunaparkında bulunuyor.
Dönme dolabın çok yakınında top gibi bir bina görüp onu da lunaparktaki oyuncaklardan biri sandıysanız yanılıyorsunuz, kendisi bir devlet! Nasıl yani?? 1971’de Edwin Lipburger tarafından yapılan bina büyük tartışmalara sebep olmuş, hatta adam tutuklanmış. Sonra 1976 yılında Kugelmugel mikro devleti (Republic Kugelmugel) olarak bağımsızlığını ilan etmiş. 1982 yılında şu andaki yeri olan Prater lunaparkındaki ‘anti faşizm bölgesi’ne (Antifaschismusplatz 2) taşınmış. Neden böyle bir şey yapmış ve bağımsızlığını ilan edince eline ne geçmiş derseniz onu bilmiyorum 🙂
Donau (Tuna Nehri)
Budapeşte gibi tam ortasından geçip şehri ikiye bölmese bile Tuna Nehri Viyana’dan da geçiyor. Çevresinde turlayıp Donauturm (Danube Tower – Tuna Kulesi) isimli kuleyi ve Donauinsel (Danube Island – Tuna Adası) isimli adacığı ziyaret edebilirsiniz. Kuleye biletle çıkılıyormuş ve manzarası güzelmiş (çıkmadım), adacık ise özellikle güzel havalarda plaj ve piknik gibi aktivitelerin merkezi olarak ‘güneş gören masum Avrupalı’ çılgınlığına tanıklık edebileceğiniz bir yer. U1 hattının Donauinsel durağında inerek gidilebilir.
—
Grup halinde anlatacağım yerleri bitirdim, son olarak tek bir yer daha ekleyeceğim ama kendisi şehir merkezinden Viyana Havaalanı (Schwechat) yönüne doğru olduğundan hiçbir gruba dahil etmek mantıklı olmadı, o yüzden ‘bağımsız’ olarak ekliyorum.
Zentralfriedhof (Central Cemetery – Merkez Mezarlık)
“Son anlatacağın yer mezarlık mıydı?” diye garipsediyseniz durun; çünkü burası Paris Ünlüler Mezarlığı ile benzer şekilde özel bir yer.
İlk yurt dışı tecrübem olan Viyana’da yaşarken yurt dışındaki ilk mezarlık (Hrıstiyan mezarlığı) olarak bu yeri gezdiğimde mezar taşlarının ne kadar süslü olduğuna ve ait oldukları insanlar ile onların sevdikleri şeyleri nasıl anlattığına çok şaşırmıştım. O yüzden mezarlığa giriş yaptığınızda 32A – Musiker bölümüne yönelirken önünden geçtiğiniz alanları dikkatlice inceleyin derim.
Bu mezarlığı neden ziyaret etmeniz gerektiği bu ‘Musiker’ yani müzisyenler bölümünden kaynaklanıyor; çünkü Wolfgang Amadeus Mozart, Ludwig van Beethoven, Franz Schubert, Johann Strauss ve Johannes Brahms gibi klasik müziğin birçok ‘babası’nın burada anıt mezarları yer alıyor. Mezarlık mevsime bağlı olarak 17:00 veya 18:00’e kadar açık.
Benim klasik müzik ilgimi çektiği için farklı senelerde toplam iki kez ziyaret ettiğim mezarlığı zamanınız çok kısıtlıysa atlayabilirsiniz; çünkü nasıl gidilir konusu biraz uzun süren cinsten. U1 hattının Reumannplatz veya U3 hattının Simmering durağına varıp oradan 6 numaralı tramvayla Zentralfriedhof durağında iniyorsunuz, toplam yolculuk süresi tek yön yarım saati geçebilir.
Viyana’da görülmesi gereken yerler listesi gördüğünüz gibi oldukça kabarık, o yüzden gruplar halinde anlatarak planlama yapmanızı kolaylaştırmaya çalıştım. Başlarken bahsettiğim üzere; Viyana metro haritası için buraya, resimli turist haritası için buraya tıklayın. Çıktılarını alıp anlattıklarım üzerinden ilginizi çekenleri işaretleyin ve güzel şehir Viyana’yı keşfetmeye başlayın 😉
Viyana’ya kadar gelmişken Avusturya’nın diğer sanatsal şehri Salzburg’u da planınıza dahil etmeye çalışın, Viyana Salzburg arası 300 km civarında. Salzburg gezisi için SALZBURG GEZİLECEK YERLER ve SALZBURG’UN EN GÜZEL SARAYLARI & MÜZELERİ yazılarım işinize yarayacaktır.
Viyana gezilecek yerler yazımı faydalı bulduysanız sosyal medyada paylaşmayı, diğer yazılarımdan haberdar olmak için Hayat ve Seyahat’in aşağıdaki hesaplarını takip etmeyi unutmayın 🙂
Instagram: hayatveseyahat
YouTube: Hayat ve Seyahat
Facebook: Hayat ve Seyahat
0 Yorum