İtalya‘nın Toskana bölgesine yapılan gezilerin veya Roma-Floransa-Venedik şeklindeki ‘Büyük İtalya’ üçlemelerinin sanatçı kişilikli kahramanı Floransa; rönesans dönemine öncülük eden birçok sanatçıya ev sahipliği yapması sayesinde sanatla dolup taşan bir şehir. Görülmesi gereken yerler ve anlamları çok fazla olduğundan, Floransa gezisi kapsamında biletle gezilen saraylar ve galeriler ile biletsiz gezilebilen çoğunlukla açık alanda olan önemli yerleri iki yazıda anlatmaya karar verdim. Çünkü müze gezmeyi sıkıcı bulan veya bilet fiyatlarını yüksek bulduğu için almaya niyeti olmayanları ilgilenmedikleri detaylara boğmanın anlamı yok diye düşündüm.
O yüzden bu yazımda, Floransa gezilecek yerler arasında ücretsiz olanları yakınlıklarına göre sıralayarak anlatacağım; yani bu yazıda geçen her şeyi tamamen bedava olarak görebileceksiniz 🙂 Önceki yazılarımı (örneğin Roma Gezilecek Yerler) okuyanlar bilir, bir şehri hiç anlamadan yalnızca fotoğraf çeken (ama çektiği fotoğrafların ne olduğunu bilmeyen) gezginler olmanızı istemiyorum, o yüzden yazılarımda dikkat çekici bilgilere yer vermeye çalışıyorum. Ama bunu yaparken yazı sıkıcı ve karmaşık olmasın diye de oldukça uğraşıyorum, Roma yazılarımda bu çabamı takdir eden mesajlar beni çok mutlu etmişti. Umarım Floransa için yine ‘bilgilendirici ve akıcı’ olmayı başarabilmişimdir.
Floransa’ya ne zaman gidilir, ne kadar kalınır, Floransa’yı kapsayan İtalya gezisi nasıl planlanır, nerede kalınır ve otel tavsiyeleri gibi konular için FLORANSA GEZİ REHBERİ yazımı incelemenizi tavsiye ederim.
1. GRUP
Piazza del Duomo (Duomo Meydanı): Floransa’nın en meşhur meydanı her daim turistlerle, hediyelik eşya satıcılarıyla ve sokak sanatçılarıyla dolup taşıyor. Floransa Katedrali de burada bulunduğu için kesinlikle ilk istikamet olarak uğrayacağınız yer.
‘Duomo’ kelimesinin İtalya’nın bazı şehirlerinde geçtiğini görürsünüz (örneğin Milano’da), İtalyan katedrallerine verilen bir isim. Katedral içinse kabaca, kilisenin büyüğü diyebiliriz.
Floransa’nın ‘old town’ diyebileceğimiz turistik şehir merkezi burası olduğundan Duomo Meydanı ve Katedrali’ne yakın otellerde konaklamak iyi bir tercih olacaktır. Duomo bölgesindeki booking.com otellerinin indirimli fiyatlarını görmek ve rezervasyon yapmak için tıklayın.
Cattedrale di Santa Maria del Fiore (Duomo – Floransa Katedrali): Orijinal ismi Santa Maria del Fiore Katedrali olan ve kısaca Duomo olarak bilinen şehrin simge yapısı, Floransa ile o kadar özdeşleşmiş ki Floransa Katedrali olarak da geçiyor.
Floransa Katedrali’nin girişi ücretsiz, bu nedenle kapısında uzun kuyruklar oluşuyor. Fazla beklememek için genelde sabah saat 10’daki açılış saatinden biraz erken kapısında olmanız faydalı olabilir. İtalyanların ne kadar koyu katolik oldukları ise malum, o yüzden uygun kabul edilmeyen kısa şort, kolsuz bluz/tişört ve terlik giymeyin. Katedralin kapanış saati mevsime ve haftanın gününe göre değişmekle beraber genelde 17:00 civarı. Her ayın ilk Salı günü de kapalıymış.
Sırada beklerken elinde bilet olan insanlar göreceksiniz, bu bilet katedralin içine girmek için değil. Kubbesi (dome), vaftiz bölümü (baptistry), çan kulesi (campanile – bell tower), bodrumu (crypt) ve müzesi (museum) için satılıyor, tamamına erişim sağlayan kombine bilet 20 Euro. Bu bölümlerin her birini FLORANSA KATEDRALİ (DUOMO): Bilet & Gezilecek Yerler yazımda anlattım, incelemenizi tavsiye ederim.
Kısacası bilet almadan da katedralin içine girebiliyor ama bu saydığım bölümlere giremiyorsunuz, kesin bilgi.
Campanile di Giotto (Giotto Bell Tower – Giotto Çan Kulesi): Duomo için kombine bilet alındığında aynı biletle girilebilen katedralin hemen yanındaki ve katedralle aynı dış yüzey görünüme sahip 85 metre yükseklikteki çan kulesi.
Battistero di San Giovanni (Florence Baptistry – Aziz John Vaftizhanesi): Meşhur kombine biletimizle girebileceğimiz bir diğer yer bu sekizgen vaftizhane, neyse ki dışarıda olduğu için biletsiz görülebilen rölyef (kabartma) heykelli üç adet bronz kapısıyla meşhur. Michelangelo bu kapılara, güzelliklerinden ötürü Porta del Paradiso (The Gates of Paradise – Cennetin Kapıları) ismini vermiş.
Kapılar, 14. yüzyılda Avrupa’yı kasıp kavuran veba salgınının (Venedik Karnavalı yazımda bahsetmiştim) Floransa tarafından atlatılması üzerine sipariş edilmiş. Sanatçısı olan Lorenzo Ghiberti, her biri 5 metre yüksekliğindeki kapıları yapmak için 20 yılını harcamış. Muhteşem kabul edilen ‘cennet kapılarının’ üzerindeki panellerin her birinde Hrıstiyanlarca kutsal sayılan Eski Ahit kitabından figürler bulunuyor. Kapılar maalesef replika, asılları kombine bilete dahil olan müze içerisinde.
Piazza della Repubblica (Cumhuriyet Meydanı): Piazza del Duomo’dan 300 metrelik kısa bir yürüyüş mesafesinde olan bu meydan, Floransa’nın kalbi olarak kabul ediliyor ve lüks restoran ve cafelerle çevrili. Burada yer alan Caffe Gilli, Caffe Paskowski ve Caffe delle Giubbe Rosse en ünlü tarihi cafelerden, dilerseniz birine oturabilirsiniz ama fiyatların normalden biraz daha yüksek olacağını unutmayın.
Güzel havalarda turistlerin merdivenlere oturduğu yerde yükselen sütunun ismi The Column of Abundance (Bolluk Sütunu). Sütun ne yazık ki aşınmış ve yakın zamanda yerine replikası yapılmış, yani Floransa’da açık havada gördüğünüz hemen her sanat eserine orijinalliği konusunda şüpheyle yaklaşabilirsiniz 🙂 Meydanın bir köşesindeki sarı tonlarındaki boydan boya kapı gibi olan şeye ise arch, Türkçesi ile zafer takı deniyor (tanıdığınız bir arch Paris‘te vardı mesela: Arc de Triomphe). Floransa Cumhuriyet Meydanı’ndaki bu zafer takının ismi Arcone.
Museo Nazionale del Bargello (Bargello Palace – Bargello Sarayı): Cumhuriyet Meydanı’ndan 5 dakikalık yürüme mesafesindeki hisar veya kale görünümlü bu yapı, eskiden kışla ve hapishane gibi farklı amaçlarla kullanılsa da şu anda bir sanat müzesi. Michalengelo ve Donatello gibi sanatçıların en meşhur eserlerinin bulunduğu müzenin girişi ücretli, ama binasını görebilirsiniz.
Basilica di Santa Croce (Basilica of Santa Croce): Yine birkaç dakikalık yürüyüş sonrasında Santa Croce Meydanı’na (Piazza Santa Croce) varıyorsunuz ve bazilikamız burada. Michelangelo, Galileo, Machiavelli gibi tarihteki en meşhur İtalyanların mezar yerlerinin bulunduğu bazilikanın girişi ücretli, yine binasını görmekle yetinebilirsiniz.
Floransa gezi planınız Haziran ayındaysa bu meydanda ortaçağ kostümleriyle yapılan Calcio Storico Fiorentino isimli futbol turnuvasına denk gelebilirsiniz. Floransa’nın festivali olan St. John the Baptist isimli patron sainte (koruyucu aziz) adanmış 24 Haziran günü şehir genelinde geçiş törenleri, havai fişek gösterileri gibi birçok etkinlikle kutlanıyor; etkinliklerden biri de bu ortaçağ kostümlü futbol turnuvası Calcio Storico’nun final maçının oynanması. Dolayısıyla Haziran ayı boyunca finalden önceki maçlardan birine denk gelme şansınız var. Ama meydanda yapılıyor diye öyle geçerken izlerim sanmayın, onu da biletsiz göremiyorsunuz. Maç tarihleri gibi detayları öğrenmek için tıklayın.
Piazza della Signoria (Signoria Square): Floransa’nın genel görünümüyle tam uyumlu olan Signoria Meydanı, birçok heykelin bulunduğu bir açık hava müzesi görünümünde. Vecchio Sarayı’nın (Palazzo Vecchio) da bulunduğu meydan, tarih boyunca birçok önemli olaya tanıklık etmiş.
Michelangelo’nun ünlü David (Davut) heykeli Vecchio Sarayı’nın önünde bulunuyor ve replika (şaşırmadık). Bu heykelin aslı da neyse ki Floransa’dayken bilet alınarak görülebilir, Galleria della Accademia’da bulunuyor.
Elinde kafa tutan bronz heykel Yunan mitoloji kahramanlarından Perseus‘a ait ve ilginç bir hikayesi var. Benim de bu yazıyı yazmak için araştırma yaparken öğrendiğim üzere Perseus mitolojide, saçlarında yılanlar olan ve baktığı kişiyi taşa çeviren Medusa dişi canavarını öldürmekle görevliymiş. İşte heykelin elinde tuttuğu kesik kafa da Medusa’nın kafası, düşmanlara bir nevi ‘kafanızı keseriz ona göre’ şeklinde göz dağı vermek için heykel bu meydana yerleştirilmiş.
Piazza della Signoria Meydanı heykelleri arasında dikkat çeken bir diğeri Hercules and Cacus. Anlamı yine mitolojiye dayanıyor; kahraman Herkül, ateş üfleyen canavar Cacus’u öldürmüş. Tahmin edebileceğiniz üzere bu heykel, yine bir güç sembolü olarak meydandaki yerini almış.
Meydandaki son bahsetmek istediğim eser Neptün Çeşmesi (Fountain of Neptun – Fontana del Nettuno). Roma’daki meşhur Aşk Çeşmesi‘nin ortasında da bulunan denizler tanrısı Neptün’ü bu çeşmede erkek ve dişi başka deniz tanrıları ile deniz atları çevrelemiş. Birçok saldırı ve vandalizme maruz kalan çeşme de (insanın bir çeşme ile ne zoru olabilir ?!) sonunda replikası ile değiştirilmiş, yani heykellerin çoğu gibi o da orijinal değil.
Palazzo Vecchio (Vecchio Sarayı): Signoria Meydanı’nda yer aldığından aslında bu sarayın isminin genel kuralı bozmayacak şekilde Signoria Sarayı olmasını beklerdik değil mi, neden ayrı bir ismi var ? 🙂 Floransa’nın soylu ailesi Medici hanedanları burada yaşarken ismi öyleymiş (Palazzo della Signoria). Ama soylularımız Pitti Sarayı’na taşınınca buranın pabucu dama atılmış ve ismi Eski Saray anlamına gelen Palazzo Vecchio olarak değiştirilmiş. Yani Vecchio, ‘eski’ demek (Ponte Vecchio = Eski Köprü gibi). Vecchio Sarayı’nın girişi ücretli.
Galleria degli Uffizi (Uffizi Gallery): Dünyanın en değerli kabul edilen sanat eserlerinin sergilendiği Uffizi Müzesi veya Uffizi Sarayı, Vatikan Müzesi ile birlikte İtalya’yı ziyarete gelenler tarafından en çok ziyaret edilen müzeymiş. Girişi ücretli. Arno Nehrinin hemen kıyısında yer alıyor.
Vasari Corridor (Vasari Koridoru): Floransa’nın soylu Medici ailesinin eski sarayları (Palazzo Vecchio) ile yeni saraylarını (Palazzo Pitti) bağlamak için yapılan bu koridor veya tünel, soyluların halkın arasına karışmadan hareket edebilmeleri için 1565 yılında yapılmış. Palazzo Vecchio’da başlayan koridor, Uffizi Sarayı’na geliyor ve sonra Ponte Vecchio köprüsü üzerinden Arno Nehri’nin karşı kıyısına geçerek Palazzo Pitti’de sona eriyor, yaklaşık 1.5 km uzunluğunda.
Ponte Vecchio köprüsü ‘üzerinden’ dediğime belki dikkat ettiniz; Vasari Koridoru bir yeraltı tüneli filan değil, basbaya şehrin üstünden gidiyor. Karanlık ve korkunç da değil, öyle olsa zaten soyluların ne işi var değil mi 🙂 Sanat eserleriyle döşenmiş koridor boyunca Floransa’nın sokakları görülebiliyor.
Özel turlar kapsamında Vasari Koridoru’nun bazı bölümleri gezilebiliyor, bilet alıp bu turlara katılmasanız bile Vasari Koridoru’nun bulunduğu rotadaki yerlerden geçerken üzerinizde böyle bir yerin olduğunun farkında olun, Ponte Vecchio üzerindeki simetrik aralıklarla dizilmiş pencereler üzerinden bir ‘soylu’ belki de sizi izliyor 🙂
2. GRUP
Ponte Vecchio: Vasari Koridoru’nu anlatırken Arno Nehri’nin öbür tarafına geçmiş olduk, öyleyse nehir üzerinde kısa bir mola verip belki de Floransa’ya gelme sebebiniz olan Ponte Vecchio’ya bakalım. Vecchio Sarayı’nı anlatırken ‘vecchio’ kelimesinin ‘eski’ anlamına geldiğini söylemiştim, ‘ponte’ de köprü olduğuna göre Ponte Vecchio’nun anlamı Eski Köprü. Bu arada ‘vecchio’nun okunuşu vekkiyo gibi bir şey, c ile değil yani.
‘Eski’ derken aslında bin yıldan uzun bir tarihten bahsediyoruz; ama zaman içinde su taşkını gibi doğal sebeplerle köprü birçok kez yıkılıp yeniden yapılmış. Ponte Vecchio’nun tarihindeki olumsuzluklar ise şans eseri doğal sebeplerle sınırlı kalmış; çünkü İkinci Dünya Savaşı sırasında Floransa’daki tüm köprüleri yıkan Almanlar buraya dokunmamışlar.
Cinque Terre’deki kasabaların görüntüsüne benzeyen köprü üzerinde çoğunlukla kuyumcu dükkanları yer alıyor. 1500’lü yıllarda kasaplar varmış ama Vasari Koridoru’ndan nehrin diğer tarafına geçen soylular et dükkanlarından yayılan kokulardan hoşlanmayınca dükkanlarda et yerine mücevher türü şeyler satılmaya başlanmış. Adı üstünde ‘soylu’ işte, ille bir şeylerden mızıklanacak 🙂
Ponte Vecchio’nun önce Arno Nehri kıyısından resimlerini çekin ve üzerinden geçen Vasari Koridoru’nun nereden başlayıp nereye gittiğinin farkına varın. Sonra köprünün üstünden geçerek dükkanları ve manzaraları inceleyin, istiyorsanız alışveriş yapın. Köprüdeki büst, İtalyan sanatçı Benvenuto Cellini’nin büstü, hani Piazza della Signoria’yı anlatırken elinde Medusa kafası tutan korkunç Persus heykelinden bahsetmiştim ya, mesela onu Cellini yapmış.
Palazzo Pitti (Pitti Palace): Medici ailesinin yeni sarayı olduğundan ve Vasari Koridoru ile bağlantısı olduğundan bahsetmiştim. 1458 yılında başka bir soylu olan Luca Pitti tarafından yaptırılan ve onun adını alan saray, daha sonra Medici ailesi tarafından satın alınmış. Pitti Sarayı’nın girişi ücretli. Aynı biletle (yalnızca full bilet olarak geçen versiyonuyla) Boboli Bahçeleri’ne de girebiliyorsunuz, bahçeler bile ne yazık ki biletsiz gezilemiyor.
Piazzale Michelangelo (Michelangelo Meydanı): Floransa’yı yüksekten izleyebileceğiniz güzel manzara sunan yerler olarak Giotto’nun Çan Kulesi, Vecchio Sarayı’nın kulesi ve Boboli Bahçeleri’nin hepsi paralıydı. Bilet fiyatlarını yüksek bulduğunuz için almak istemediyseniz veya en az birine çıkıp izlediniz ve manzarayı çok beğendiyseniz buyrun sırada Mikelanjelo Meydanı var.
Floransa’ya gelen herkesin görmesi gereken üç yer say deseler Duomo Meydanı, Vecchio Köprüsü ve Michelangelo Meydanı’dır bence, o yüzden tepeye çıkışı biraz zahmetli olsa da buraya mutlaka gitmenizi tavsiye ediyorum.
Aynı grupta anlattığım tüm yerler gibi Michelangelo Tepesi’ne de Pitti Sarayı ve Boboli Bahçeleri’nden veya diğer turistik yerlerin birçoğundan yürüyerek ulaşabilirsiniz. Ama ‘zaten yokuş çıkarken yorulacağım’ diyorsanız bulunduğunuz yere bağlı olarak 12, C3, D gibi birçok farklı otobüsten birine binip yolun bir kısmını kurtarabilirsiniz. İki kişi veya daha kalabalıksanız taksilerle pazarlık yaparak ulaşmak da bir alternatif.
3. GRUP
Şimdi Arno Nehri’nin yine ilk başladığımız yakasındayız, Duomo Meydanı’nın arkasına doğru geçiyoruz.
Galleria dell’Accademia (Accademia Gallery): Accademia Galerisi veya Müzesi, Uffizi Müzesi’nden sonra Floransa’nın en popüler ikinci sanat müzesi. Bu ününü büyük oranda Floransa’nın en meşhur ve dünyanın da kesinlikle en meşhur heykellerinden biri olan Michelangelo’nun David (Davut) heykelinin aslına ev sahipliği yapmasına borçlu, bu heykel İtalya’nın bile simgelerinden biri sayılacak kadar önemli ve dünyanın dört bir yanındaki ünlü müze ve meydanlarda kopyaları bulunuyor. Accademia Müzesi’nin girişi -bildiniz- ücretli.
Basilica di Santa Maria Novella: Floransa’nın en önemli gotik kilisesi, diyip bitirirmişim 🙂 Hayır bunu zaten her yerde okuyabilirsiniz, Santa Maria Novella Bazilikası hakkında genel kültürümüze katkıda bulunacak bir iki şey daha ekleyelim. Girişi ücretli olduğundan kilisenin içine girmeseniz bile, öncelikle hem Duomo dediğimiz Floransa Katedrali’nin (Santa Maria del Fiore) hem de burada Santa Maria isminin geçtiğine dikkat edin; çünkü Santa Maria, İsa peygamberin annesi Hz. Meryem anlamına geliyor. Burada kilisenin isminin sonundaki ‘novella’ ise yeni anlamına geliyor (‘vecchio’ da eski demekti, İtalyancamızı epey ilerlettik 🙂 ), çünkü bu kilise daha sonradan ve gotik tarzda inşa edilmiş.
Peki gotik mimari nedir ve gotik yapılar nasıl anlaşılır? Süslü ve heybetli olmaları gotik mimariye sahip yapıların öncelikli özelliği, bu sebeple heybetli görünsünler diye yataydan ziyade dikine ve yüksek yapılırlar. Aydınlık ve ferah olmaları için de kocaman pencereleri olur ve vitraylarla süslenirler. İnce süslemeleri ve işçilikleri vardır, dış yüzeyinde canavarlar gibi işlemeler olabilir, tavanları genelde yüksek ve kubbelidir. En önemli gotik mimari eseri kabul edilen Notre Dame Katedrali’nden Paris Gezilecek Yerler yazımda bahsetmiştim. Floransa’da buradan geçerseniz Santa Maria Novella Bazilikası’nı bu gözle inceleyebilirsiniz.
Tek bir kuruş harcatmadan size Floransa’nın en güzel yerlerini gezdirdiğim Floransa’da ücretsiz gezilecek yerler yazımı faydalı bulduysanız sosyal medyada paylaşmayı, yeni yazılarımdan haberdar olmak için Hayat ve Seyahat’in aşağıdaki hesaplarını takip etmeyi unutmayın! 🙂
Instagram: hayatveseyahat
Facebook: Hayat ve Seyahat
Twitter: hayatveseyahat
0 Yorum